Translation of "Laufen" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Laufen" in a sentence and their turkish translations:

- Sie kann Schlittschuh laufen.
- Sie kann Rollschuh laufen.

O patenle kayabilir.

Tage, Wochen laufen

günlerce haftalarca yürüyorlar

Er wird laufen.

O yürüyecek.

Ich möchte laufen.

Ben koşmak istiyorum.

Ich muss laufen.

Koşmak zorunda kalacağım.

Ich gehe laufen.

Dışarı çıkıyorum.

Ich werde laufen.

Koşacağım.

Warum laufen wir?

Biz neden yürüyoruz?

Tom kann laufen.

Tom yürüyebiliyor.

Tom sollte laufen.

Tom koşmalı.

Tom musste laufen.

Tom koşmak zorundaydı.

Ich kann laufen.

Koşabilirim.

- Läufst du gern?
- Magst du laufen?
- Laufen Sie gern?

Koşmayı sever misin?

- Tom liebte es zu laufen.
- Tom liebte das Laufen.

Tom koşmayı severdi.

- Sie gingen zusammen Schlittschuh laufen.
- Die waren zusammen Schlittschuh laufen.

- Birlikte buz patenine gittiler.
- Beraber buz pateni yapmaya gittiler.

Killer laufen frei herum.

...katiller sokakta kol geziyor.

Ich kann nicht laufen

Hani yürüyemiyorum

Welche Filme laufen gerade?

Şu an hangi filmler gösteriliyor?

Kann das Baby laufen?

Bebek yürüyebiliyor mu?

Das Baby kann laufen.

Bebek yürüyebiliyor.

Sie laufen im Park.

Onlar parkta koşuyorlar.

Sie laufen ohne Schuhe.

Onlar ayakkabısız koşuyorlar.

Er geht gerne laufen.

- O koşmayı sever.
- O çalıştırmayı seviyor.

Ich kann nicht laufen.

Yürüyemiyorum.

Tom kann kaum laufen.

- Tom neredeyse yürüyemiyor.
- Tom zorlukla yürüyebiliyor.

Besser laufen als faulen.

Çalışmak çürümekten daha iyidir.

Ich kann kaum laufen.

Güçlükle yürüyebiliyorum.

Die Pferde laufen schnell.

Atlar hızlı koşar.

Du kannst nicht laufen.

Yürüyemezsin.

Mein Baby kann laufen.

Bebeğim yürüyebiliyor.

Die Geschäfte laufen besser.

İş dünyası gelişiyor.

- Du läufst.
- Sie laufen.

Sen koşarsın.

Tom würde nicht laufen.

Tom koşmadı.

Ich werde laufen gehen.

Koşmaya gidiyorum.

Er kann kaum laufen.

O, zorlukla yürüyebiliyor.

Ich kann allein laufen.

Yalnız yürüyebilirim.

Tom sah Maria laufen.

Tom Mary'nin koştuğunu gördü.

- Sie kann Schlittschuh laufen.
- Sie kann Rollschuh laufen.
- Sie kann eislaufen.

O paten yapabiliyor.

Der Hund begann zu laufen.

Köpek koşmaya başladı.

Laufen die Züge mit Diesel?

Trenler dizel yakıtla çalışır mı?

Ich bin müde vom Laufen.

Ben yürümekten usandım.

Er kann nicht mehr laufen.

O artık yürüyemiyor.

Ich muss zur Schule laufen.

- Okula yürümek zorundayım.
- Okula yürümek zorundayım

Ich gehe jeden Tag laufen.

- Her gün koşmaya giderim.
- Her gün koşu yaparım.

Wir werden im Park laufen.

Parkta koşacağız.

Tom liebt es zu laufen.

Tom çalışmayı seviyor.

Tom hasst es zu laufen.

Tom çalışmaktan nefret eder.

Kann ich mit dir laufen?

Ben sizinle birlikte çalışabilirmiyim?

Lass das Wasser nicht laufen.

Suyu açık bırakmayın.

Ich lasse den Motor laufen.

Motoru çalışır halde tutacağım.

Das hätte besser laufen können.

O daha iyi gidebilirdi.

Du kannst aber schnell laufen!

Kesinlikle hızlı koşabilirsin.

Wie schnell kannst du laufen?

Ne kadar hızlı koşabilirsin?

Lasst den Motor nicht laufen.

Motoru çalışırken bırakma.

Er kann am schnellsten laufen.

En hızlı o koşuyor.

Tom kann am schnellsten laufen.

Tom en hızlı koşar.

Ich fing an zu laufen.

Koşmaya başladım.

Das Kind kann allein laufen.

Çocuk yalnız yürüyebilir.

- Ich bin zu müde zum Laufen.
- Ich bin zu müde, um zu laufen.

Ben koşamayacak kadar çok yorgunum.

- Fang an zu rennen.
- Fang an zu laufen.
- Fangen Sie an zu laufen.
- Beginnen Sie zu laufen.
- Beginnen Sie zu rennen.

Koşmaya başlayın.

- Eine Fliege kann an der Decke laufen.
- Eine Fliege kann auf der Zimmerdecke laufen.

- Bir sinek tavanda yürüyebilir.
- Sinek tavanda yürüyebilir.

Wir spüren Schmerz und laufen davon.

Acı hissediyoruz ve çekip gidiyoruz.

Ich spürte das Laufen des Motors.

Motor çalışırken hissettim.

Er brachte die Maschine zum Laufen.

O, makineyi çalıştırabildi.

Ich musste laufen, um Tom einzuholen.

Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım.

Das Baby wird bald laufen können.

Bebek yakında yürüyebilecek.

Der Betrunkene konnte nicht geradeaus laufen.

Sarhoş adam düz yürüyemiyordu.

Er hat das Wasser laufen lassen.

O suyu açık bıraktı.

Er konnte nicht sehr schnell laufen.

O çok hızlı koşamadı.

Jemand hat das Wasser laufen lassen.

Biri suyu açık bıraktı.

- Ich kann laufen.
- Ich kann rennen.

Koşabilirim.

Ich bin zu müde zum Laufen.

Koşamayacak kadar çok yorgunum.

Der verwundete Soldat konnte kaum laufen.

Yaralı asker güçlükle yürüyebiliyordu.

Menschen können von Natur aus laufen.

İnsanlar doğal olarak yürür.

- Tom will rennen.
- Tom will laufen.

Tom koşmak istiyor.

Ich gehe laufen. Kommst du mit?

Koşuya çıkıyorum. Gelmek istiyor musunuz?

Tom kann schneller laufen als ich.

Tom benden daha hızlı koşabilir.

Tom hat den Motor laufen lassen.

Tom motoru çalışır durumda bıraktı.

Laufen ist gut für die Gesundheit.

Koşmak sağlık için iyidir.

Im Radio laufen die neuesten Lieder.

Radyo en son şarkıları çalıyor.

Bill kann schneller als Bob laufen.

Bill Bob'tan daha hızlı koşabilir.

Er kann schneller laufen als ich.

O, benden daha hızlı koşabilir.

Ich kann schneller laufen als Tom.

Tom'dan daha hızlı koşabilirim.

Ich könnte von hier aus laufen.

Ben buradan yürüyebilirim.

Ich habe mich beim Laufen verletzt.

Koşarken yaralandım.

Ich kann schneller laufen als Ken.

Ken'den daha hızlı koşabilirim.

Tom konnte nicht sehr schnell laufen.

Tom çok hızlı koşamadı.

Tom ließ seinen Hund frei laufen.

Tom köpeğine serbest koşması için izin verdi.

Alle Kinder lieben laufen und springen.

Bütün çocuklar koşmayı ve zıplamayı seviyorlar.