Examples of using "Schafft" in a sentence and their turkish translations:
Tutku acı yaratır.
- Dil vicdan oluşturur.
- Dil bilinç yaratır.
Tom'un başarılı olacağını düşünüyor musun?
Sözlerle verilen iyilik, güven oluşturur. Düşüncelerdeki iyilik, incelik oluşturur. Vericilikte iyilik, sevgi oluşturur.
Tom bunu yapamaz.
Leyla bunu yapamaz.
Tom 100 şınav çekebiliyor.
Hadi, bunu yapabilirsiniz.
bu da güvenlik açığı oluşturuyormuş
Tom bunu yalnız başına kullanamaz.
Tom onu yapamayabilir.
Tom bunu yalnız yapamaz.
İnsanlar kendi çevrelerinden bir ürün mü?
Tom bunun hepsini kendi başına yapamaz.
işte zevk çalışmada mükemmelliği getirir.
- Umarım Tom sınavı geçer.
- Umarım Tom sınavdan geçer not alır.
peki bunu nasıl başarıyor ona bir bakalı
O, saatte 90 mil yapabilir.
O bunu yapabilir.
Tom Mary'nin sınavı geçeceğini umuyor.
Bunu inkar edemeyiz -- kültürde varlık imkân yaratır.
Koruyucu kabuğu sayesinde aralarından geçmeyi başarıyor.
Eğer o onu yapabilirse, şapkamı yerim.
Tom nasıl bu kadar zayıf kalmayı başarıyor?
- Denerseniz yapabilirsiniz.
- Eğer çalışırsanız bunu yapabilirsiniz.
Onun onu tek başına yapabileceğini düşünmüyorum.
Tom bunun yarısı kadar sürede iki kat daha fazla iş yapabilir.
Tom bunu yalnız yapamaz. Ona yardım eder misiniz?
Odadaki bir ayna duvar bir ferahlık yanılsaması yaratır.
Karanlığı boşa çıkaran ışık da gölgeler yaratır.
En hızlı koşucu 9 saniyede 100 metre koşamaz.
İki yarışı da kazanıp kazanmayacağını merak ediyorum.
Teknoloji, birer kara kutu olan zihinlerimize yeni pencereler açtı.
insanların paraya nasıl taptığı paranın sana nasıl bir sahte çevre oluşturduğu
Bu yeni politikanın büyük ölçekli işler yaratacağı umuluyor.
Onları buradan çıkarın.
Bu eski arabanın tepenin zirvesine gideceğini sanmıyorum.
- Tom Mary'nin yardımı olmadan bir şey yapamaz.
- Tom, Mary'nin yardımı olmadan hiçbir şey yapamaz.
Tom toplantıya gidemez.
Yarın gelemeyeceğim. Umarım bensiz halledebilirsin.
Ne kadar akıllı olduğun önemli değil. Eğer çok çalışmazsan asla başarılı olmayacaksın.
Üç dakikada üç yıla ait anıları uyandırmak, bu sadece müziğin yapabileceğidir.
Onu yapmayacak.
Seni kaybetmeyi başaranı, asla kazanmak için uğraşmayacaksın.
Ağzından sigarayı çıkarmadan nasıl konuşabildiğini bilmiyorum.
Tom'un ve sadece Tom'un onu yapabileceğini düşünüyorum. Fakat bazı insanlar onu Mary'nin de yapabileceğini düşünüyorlar.
Herhangi bir yardım olmadan bunu yapabilir misin?
Onu bir günde yapabilir misin?
Belki başaracaksın.