Translation of "Notizbuch" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Notizbuch" in a sentence and their turkish translations:

Wo ist mein Notizbuch?

Benim dizüstü bilgisayarım nerede?

Ist das dein Notizbuch?

Bu senin bilgisayarın mı?

Wo ist dein Notizbuch?

Defterin nerede?

- Schreib diese Worte in dein Notizbuch.
- Schreiben Sie diese Worte in Ihr Notizbuch.
- Schreibt diese Worte in Euer Notizbuch.

Bu kelimeleri defterine yaz.

Ich leihe dir mein Notizbuch.

Defterimi sana ödünç vereceğim.

Sie schrieb etwas in ihr Notizbuch.

Defterine bir şey yazdı.

Tom gab Mary das grüne Notizbuch.

Tom, Mary'ye yeşil defteri uzattı.

Tom schrieb etwas in sein Notizbuch.

Tom defterine bir şey not etti.

- Was hast du gerade in dein Notizbuch geschrieben?
- Was haben Sie gerade in Ihr Notizbuch geschrieben?

Diz üstü bilgisayarında sadece ne yazdın?

Erinnerungen entstehen wie beim Schreiben im Notizbuch:

bir kalemle bir deftere yazmak gibi düşünülüyordu,

Er schrieb es in seinem Notizbuch auf.

Not defterine not etti.

- Ich werde mir Ihre neue Nummer ins Notizbuch schreiben.
- Ich werde mir deine neue Nummer ins Notizbuch schreiben.

Yeni telefon numaranı bilgisayarıma kaydedeyim.

Er schrieb seine Gedanken in sein Notizbuch nieder.

- Düşüncelerini defterine yazdı.
- Düşüncelerini defterine geçirdi.

- Das ist mein Notizbuch.
- Das ist mein Notebook.

Bu benim defterim.

- Mein Notizbuch ist rosa.
- Mein Notebook ist rosa.

- Defterim pembe.
- Benim defterim pembe.
- Benim not defterim pembe.

- Gib mir das Notizbuch!
- Gib mir den Laptop!

Bana defteri ver.

John Wilkes Booth führte ein Notizbuch mit sich.

John Wilkes Booth bir dizüstü bilgisayar taşıdı.

Tom schrieb Marias Namen und Telefonnummer in sein Notizbuch.

Tom bilgisayarına Mary'nin adını ve telefon numarasını yazdı.

Tom saß unter einem Baum und zeichnete etwas in sein Notizbuch.

Tom defterinde bir şeyin taslağını yaparken bir ağacın altında oturdu.

- Ich habe heute mein Notebook verloren.
- Ich habe heute mein Notizbuch verloren.

Bugün dizüstü bilgisayarımı kaybettim.

Maria schrieb etwas in Toms Notizbuch, als er gerade nicht an seinem Schreibtisch war.

Tom masasında yokken Mary onun defterine bir şey yazdı.