Examples of using "Nähern" in a sentence and their turkish translations:
Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
Şimdi bir ayağımız çukurda.
Onlar yaklaşıyor.
Gencimiz dişiye yaklaşmaya çalışıyor.
O ona yaklaşmaya cesaret edemedi.
...ve yavrular diken üstündeyken... ...fark edilmeden aralarına sızmak zordur.
ve ne onlar bize yaklaşacaktır ne de biz onlara
Lütfen kavşağa yaklaşırken yavaşla.
Biz yakınlaşıyoruz.
Dünyanın döndüğü tarafa doğru ilerlersek bu sefer ileriye doğru gideriz zamanda
Elinde bir bıçak olduğu için kimse Tom'a yaklaşmaya cesaret edemedi.
Soğuk zincir güzergâhının sonuna yaklaşıyoruz. Embarra Köyü sadece birkaç kilometre uzaklıkta.
O her türlü aracı kullanarak ona yaklaşmaya çalıştı.