Translation of "Langsam" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Langsam" in a sentence and their turkish translations:

- Fahre langsam.
- Fahr langsam!

Yavaş yavaş sür.

- Sprechen Sie bitte langsam.
- Bitte sprich langsam!
- Bitte sprecht langsam!

Lütfen yavaş konuşun.

- Tom läuft langsam.
- Tom geht langsam.

Tom yavaşça yürür.

So langsam

o kadar yavaş yani

Geh langsam.

Yavaş yavaş yürüyün.

Arbeitet langsam.

Yavaş yavaş çalış.

Langsam bitte.

Yavaşça, lütfen.

Iss langsam!

Yavaş ye.

Sprich langsam!

Yavaş konuş!

Stirb langsam!

Yavaş yavaş öl!

Iss langsam.

Yavaş ye!

Sprich langsam.

Yavaş konuş.

- Langsam werde ich eifersüchtig.
- Langsam werde ich neidisch.

Kıskanç olmaya başlıyorum.

- Ich kriege langsam Hunger.
- Ich bekomme langsam Hunger.

Ben acıkıyorum.

Sehr, sehr langsam.

çok ama çok yavaş bir şekilde.

Immer schön langsam.

Yavaşça ve sessizce.

Langsam, von unten.

Aşağıdan yavaşça.

Langsam, keine Eile.

Yavaş, acele etmeden.

Er stirbt langsam

Yavaşça hayatını kaybediyor

Er läuft langsam.

- O, yavaşça yürüyor.
- Ağır yürür.
- Yavaş yürür.

Tom liest langsam.

Tom yavaş yavaş okur.

Tom fährt langsam.

- Tom arabayı yavaş sürer.
- Tom yavaş araba sürer.

Tom spricht langsam.

Tom yavaş yavaş konuşur.

Tom arbeitet langsam.

Tom yavaş yavaş çalışır.

Tom isst langsam.

Tom yavaş yer.

Tom übersetzt langsam.

Tom yavaş çeviri yapar.

Sie arbeitet langsam.

O yavaşça çalışır.

Tom schreibt langsam.

Tom yavaş yazar.

Er arbeitet langsam.

O yavaşça çalışır.

Ich lerne langsam.

Ben yavaş öğrenen biriyim.

Tom nickte langsam.

Tom yavaşça başını salladı.

Tom sprach langsam.

Tom yavaş konuştu.

Maria geht langsam.

Maria yavaş yürür.

Sie gehen langsam.

Onlar yavaş gidiyorlar.

Tom war langsam.

Tom yavaştı.

Sie atmet langsam.

O yavaş nefes alıyor.

- Die Blinden gingen langsam.
- Die blinden Männer gingen langsam.

Kör adam yavaşça yürüdü.

- Langsam bin ich deiner Meinung.
- Langsam bin ich Ihrer Meinung.
- Langsam bin ich eurer Meinung.

Sana katılmaya başlıyorum.

- Warum bist du so langsam?
- Warum seid ihr so langsam?
- Warum sind Sie so langsam?

Neden çok yavaşsın

- Warum waren Sie so langsam?
- Warum warst du so langsam?
- Warum wart ihr so langsam?

Neden çok yavaştın?

- Sie schloss langsam ihre Augen.
- Langsam schloss sie ihre Augen.

Yavaşça gözlerini kapadı.

Es wird langsam dunkel.

Hava gittikçe kararıyor.

Maria sprach langsam Japanisch.

- Mary Japonjayı yavaşça konuştu.
- Mary yavaşça Japonca konuştu.

Mein Puls ist langsam.

Benim nabzım yavaş.

Meine Großmutter spricht langsam.

- Büyükannem yavaş konuşur.
- Anneannem yavaşça konuşuyor.

Meine Mutter spricht langsam.

Annem yavaş yavaş konuşur.

Er geht sehr langsam.

O çok yavaş yürüyor.

Der Bus ist langsam.

Otobüs yavaş.

Er schöpft langsam Verdacht.

O şüpheleniyor.

Langsam glaube ich es.

Buna inanmaya başlıyorum.

Sprechen Sie bitte langsam.

Lütfen yavaş konuşun.

Tom geht sehr langsam.

Tom çok yavaş yürür.

Alte Leute gehen langsam.

Yaşlı insanlar yavaş yürür.

Renne nicht! Gehe langsam!

Koşma. Yavaş yürü.

Langsam verstehe ich, warum.

Sebebini anlamaya başlıyorum.

Langsam werde ich neugierig.

Meraklanmaya başlıyorum.

Ich werde langsam müde.

Yoruluyorum.

Langsam wird sie älter.

O gittikçe yaşlanıyor.

Das wird langsam kompliziert.

Bu karmaşık oluyor.

Tom fährt zu langsam.

Tom çok yavaş araç kullanıyor.

Wie langsam du bist!

Ne kadar da yavaşsın!

Langsam bekomme ich Hunger.

Acıkmaya başlıyorum.

Langsam begreifen wir, warum.

Nedenini anlamaya başlıyoruz.

Arbeite schnell, iss langsam!

Hızlı çalış, yavaş ye.

Sie ist zu langsam.

O çok yavaş.

Tom atmete langsam aus.

Tom yavaşça üfledi.

Ich werde langsam nervös.

Sinirleniyorum.

Langsam wird Tom mutiger.

Tom daha cesur oluyor.

Tom wird langsam verzweifelt.

- Tom umutsuz oluyor.
- Tom umutsuzlaşıyor.

Tom wird langsam frustriert.

Tom sinirleniyor.

Langsam wird Tom ungeduldig.

Tom sabırsız oluyor.

Ich muss langsam gehen.

Yavaş yavaş yürümek zorundayım.

Tom arbeitet sehr langsam.

Tom çok yavaş çalışır.

Das Mädchen lief langsam.

Kız yavaşça yürüdü.

Tom ist sehr langsam.

Tom çok yavaş.

Ich stand langsam auf.

Ben yavaş yavaş ayağa kalktım.

Er wurde langsam ungeduldig.

Sabırsızlanıyordu.

Sie wurde langsam ungeduldig.

Gittikçe sabırsızlanıyordu.

Tom spricht sehr langsam.

Tom çok yavaş biçimde konuşuyor.

Die Zeit vergeht langsam.

Zaman yavaşça akıyor.

Tom war sehr langsam.

Tom çok yavaştı.

Mein Rechner ist langsam.

Bilgisayarım yavaş.