Examples of using "Krach" in a sentence and their turkish translations:
Gürültü yapmayın!
Çocuklar çok gürültü yapıyor.
O gürültüye daha fazla dayanamam.
Gürültü yapamam. Bebek uyuyor.
Gürültü yaparsan çocuklar uyanır.
Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
Beni en çok rahatsız eden şey gürültüydü.
Bu gürültüyle gözümü bile kırpamadım.
Gürültüye dayanabiliyor musun?
Fakat yüksek sesler ve parlak ışıklar kafa karıştırıcı.
Hiç gürültü yapmayın, ders çalışıyorum.
Gürültü yapma ya da dışarı çık.
Daha ne kadar bu gürültüye katlanacağız?
Ağır trafik gürültüsü beni bütün gece uyanık tuttu.
- Gürültüye dayanamam.
- Gürültüye katlanamam.
Çocuk gürültü yapmaya başladı.
O gürültüye daha fazla dayanamadım.
Gürültü gittikçe şiddetleniyor.
Bu kadar çok gürültü ile çalışmak mümkün değildir!
O gürültü neydi?
Bütün bu gürültüyle birlikte nasıl uyumam gerekir?
Diğer öğrenciler çok gürültü yaptığı için Tom öğretmenin ne dediğini duyamıyordu.
Tom ön masada gürültü ile ilgili şikâyet etti.
- Ben zar zor sınavı geçtim.
- Ben sınavı güçlükle geçtim.