Translation of "Mache" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Mache" in a sentence and their turkish translations:

- Ich mache eine Pause.
- Ich mache gerade Pause.

Ara vermekteyim.

- Das mache ich später.
- Ich mache das später.

Onu daha sonra yapacağım.

- Das mache ich schon.
- Das mache ich bereits.

Onu zaten yapıyorum.

Ich mache Judo.

Judo çalışıyorum.

Mache es selber!

Onu kendi başına yap!

Ich mache Spaß.

Şaka yapıyorum.

Ich mache Fortschritte.

Gelişme kaydediyorum.

Ich mache mit.

Sana katılacağım.

Ich mache Kaffee.

Kahve yapacağım.

Mache keinen Krach!

Gürültü yapmayın!

Ich mache nichts.

Hiçbir şey yapmıyorum.

Ich mache Rührei.

Omlet yapıyorum.

Ich mache Lasagne.

Lazanya yapıyorum.

- Mache es!
- Mach!

- Yap!
- Onu yap!
- Yap şunu!

Ich mache Puffmais.

Patlamış mısır yapıyorum.

Mache weiter so!

Böyle devam et.

- Ich mache Ihnen ein Angebot.
- Ich mache euch ein Angebot.
- Ich mache dir ein Angebot.

Sana bir anlaşma teklif ediyorum.

- Ich mache bloß meine Arbeit.
- Ich mache nur meine Arbeit.

Ben sadece işimi yapıyorum.

- Ich mache das seit 2013.
- Das mache ich seit 2013.

Onu 2013'ten beri yapıyorum.

Ich mache viele Handbewegungen.

Bir sürü el hareketi yapacağım.

Ich mache das nicht

ben bunu yapmıyorum

Ich mache etwas Kaffee.

Biraz kahve yapacağım.

Ich mache nur Spaß.

Sadece şaka yapıyorum.

Bitte mache es schnell.

- Lütfen onu hızlı bir şekilde yap.
- Lütfen onu çabuk yap.

Mache ich viele Fehler?

Ben çok hata yapıyor muyum?

Ich mache meine Hausaufgaben.

- Ev ödevimi yapıyorum.
- Ödevimi yapıyorum.

Mache dir nichts vor!

Kendinizi aptal yerine koymayın.

Ich mache mir Sorgen.

Endişeliyim.

Mache ich irgendwas falsch?

Yanlış bir şey mi yapıyorum?

Mache es so, bitte.

Lütfen onu bu şekilde yapın.

Wie mache ich das?

Bunu nasıl yaparım?

Mache, was du willst.

İstediğiniz gibi yapın.

Ich mache dich glücklich.

Ben seni mutlu edeceğim.

Ich mache selten Fehler.

Ben çok sık hata yapmam.

Ich mache viel Geld.

Çok para kazanırım.

Ich mache die Regeln.

Kuralları ben yaparım.

Ich mache die Wäsche.

Ben çamaşırımı yıkıyorum.

Ich mache keinen Rückzieher.

Ben vazgeçmiyorum.

Ich mache es selbst.

Onu kendim yaparım.

Ich mache das nie.

Bunu asla yapmam.

Ich mache mich fertig.

Hazırlanacağım.

Ich mache nie Dummheiten.

Asla aptalca bir şey yapmam.

Was mache ich damit?

O konuda ne yapacağım?

Das mache ich nicht.

Ben buna çalışmayacağım.

Ich mache das gerne.

Bunu yapmayı seviyorum.

Ich mache das sofort.

Bununla hemen ilgileneceğim.

Mache es doch später.

Onu daha sonra yap.

Mache Tom keine Hoffnungen!

Tom'u umutlandırma.

Ich mache einen Spaziergang.

- Yürüyüşe gidiyorum.
- Yürüyüşe çıkıyorum.

Ich mache manchmal Fehler.

Ben bazen hatalar yaparım.

Wofür mache ich das?

- Bunu niçin yapıyorum?
- Bunu ne için yapıyorum?

Ich mache nichts kaputt.

Ben hiçbir şeyi kırmıyorum.

Was ich hier mache?

Burada ne mi yapıyorum?

Ich mache den Abwasch.

- Bulaşıkları yıkıyorum.
- Ben bulaşıkları yıkıyorum.

Bitte mache keinen Lärm.

Lütfen gürültü yapma.

Ich mache das immer.

Ben bunu her zaman yaparım.

Ich mache das gern.

Bunu yapmayı severim.

Ich mache gerade Frühstück.

Ben şimdi kahvaltı yapıyorum.

- Mache es!
- Tue es.

Onu yap.

Ich mache das beruflich.

Geçimimi sağlamak için bu işi yapıyorum.

Das mache ich auch.

Bunu ben de yaparım.

Ich mache niemanden herunter.

Ben kimseyi küçümsemiyorum.

- Ich mache mich vom Acker.
- Ich mache mich auf den Weg.

- Yollara düşüyorum.
- Yola çıkıyorum.
- Yola koyuluyorum.

- Mache nur eine Sache zur Zeit.
- Mache nicht mehrere Dinge gleichzeitig.

Bir seferde bir şey yapın.

- Ich mache dir gewiss keinen Vorwurf.
- Ich mache Ihnen gewiss keinen Vorwurf.
- Ich mache euch gewiss keinen Vorwurf.

- Kesinlikle seni suçlamıyorum.
- Kesinlikle sizi suçlamıyorum.

- Ich mache dir etwas zu trinken.
- Ich mache euch etwas zu trinken.
- Ich mache Ihnen etwas zu trinken.

Sana bir içki yapacağım.

- Ich mache dir dafür keinen Vorwurf.
- Ich mache Ihnen dafür keinen Vorwurf.

- Bunun için seni suçlamam.
- Bunun için sizi suçlamam.
- Bunun için seni suçlamıyorum.

- Was tue ich hier?
- Was mache ich hier?
- Was ich hier mache?

Ben burada ne yapıyorum?

- Was willst du, dass ich mache?
- Was wollen Sie, dass ich mache?

- Benim yapmamı istediğin şey nedir?
- Ne yapmamı istiyorsun?
- Ne yapmamı istersin?

Ich mache das Seil los.

Tamam, halat hattından çıktık.

Denn wenn ich das mache,

Çünkü böyle yaparak

Ich mache gerade meine Hausaufgaben.

Şimdi ev ödevlerimi yapıyorum.

Ich mache alles, außer das.

Onun dışında bir şey yapacağım.

Ich mache es lieber alleine.

Ben onu yalnız yapmayı tercih ederim.

Da mache ich nicht mit!

Bu işte ben yokum!

Riesenradfahren mache ich am liebsten.

Bir dönme dolaba binme yapmak için en sevdiğim şey.

Ich mache mir viele Sorgen.

Bir sürü üzücü şey yaptım.