Examples of using "Kostete" in a sentence and their turkish translations:
O çoğa mal oldu.
Hata onun kafasına mal oldu.
Kitabın fiyatı beş dolardı.
Kazada çok sayıda canlı kayboldu.
O elmas yüzük, bir servete mal oldu.
Bu yaklaşık otuz pezoya mal oldu.
Bu saat, 70.000 yene mal oldu.
- Bu ona hayatını kaybettirdi.
- Bu onun hayatına mal oldu.
- Benim hatam benim servetime mal oldu.
- Hatam bana servete mal oldu.
Trafik kazası onu gözünden mahrum etti.
Benim arabam seninkinden daha fazlaya mal oldu.
Bunun kaça mal olduğunu söyledin?
Tom ünlü bir kişi olmaktan hoşlandı.
Onu geri almak ona 5,000 paunda mal oldu.
Bir fincan kahve, o günlerde 200 yene mal oldu.
1835'te, bir varil un altı dolara mal olurdu.
Arabamı tamir ettirmek bana üç yüz dolara mal oldu.
Bu beklediğimden çok daha fazlaya mal oldu.
İstediğim ceket üç yüz dolara fiyatlandırıldı.
Otel odam beklediğimden daha fazlasına mal oldu.
Tom'un direksiyondaki dikkatsizliği onun hayatına mal oldu.
Bu kitabı yazmak üç yılımı aldı.
- Tom bir bisiklete binmeyi öğrenmede zor zamanlar geçirdi.
- Tom bisiklete binmeyi öğrenirken çok zorluk yaşadı.
Bu uzun vadede bana çok pahalıya mal oldu.
Arabamı tamir ettirmem bana bir servete mal oldu.
Volkan aniden fışkırdı, birçok kişiyi öldürdü.
Annem çorbanın tadına baktı ve biraz daha tuz ilave etti.
- Onun yolculuğu iptal etmesini ikna etmeye çalışarak zor bir zaman geçirdim.
- Onu yolculuktan vazgeçirmeye çalışırken epey zorlandım.
Bu bilgisayar çok paraya mal olmadı.
1973'te petrol varil başına üç dolara mal oldu; 2008'de - varil başına 80 dolar.
Toplam on doları buldu.
Tom'un Mary'den boşanması söylentiye göre ona bir milyon dolardan daha fazlaya mal oldu.
Apple mouse satın aldım. Yalnızca 69 dolar!
Apple fare satın aldım. sadece 69€!
Bu şapka bana on dolara mal oldu.
ABD'de 2012'de diyabet tedavisi 244.000.000.000 dolar tuttu.
Uçak kazası 200 kişinin hayatına mal oldu.
Bunu tamir etmek birkaç saatimi aldı.
Bu şapka on dolara mal oldu.
Postanenin önündeki kavşaktaki kaza üç kişiyi öldürdü.