Examples of using "Vermögen" in a sentence and their turkish translations:
O elmas yüzük, bir servete mal oldu.
Bir servete değer.
John büyük bir serveti miras olarak aldı.
Bu elmas servet tutar.
- Bütün zenginliğini kaybetti.
- Bütün servetini kaybetti.
- Bütün varlığını kaybetti.
- Herkes kendi kabiliyetine göre çalıştı.
- Herkes kendi yeteneğine göre çalıştı.
Tom büyük bir servet miras aldı.
Fred eşine büyük bir servet bıraktı.
- Benim hatam benim servetime mal oldu.
- Hatam bana servete mal oldu.
Büyük bir servete konacak.
O büyük bir servet biriktirdi.
Bunu yaparak bir servet kazanabilirdim.
Tom büyük bir servet biriktirdi.
Bu bir servete mal olmuş olmalı.
Büyük bir mirasa kondum.
Sanırım bu araba sana çok pahalıya mal oldu.
O, petrolde bir servet yaptı.
O, oğluna bir servet bıraktı.
Oğluna hatırı sayılır bir servet bıraktı.
Bu ona bir servete mal olmuş olmalı.
Tom bunun için bir servet ödemiş olmalı.
Tom eşine bir servet bıraktı.
Tom oğluna büyük bir servet bıraktı.
Yeni bir tablet bir servete mal olmaktadır.
Bu küçük bir servete mal olmuş olmalı.
Bu kitap bana bir servete mal oldu.
Tom petrolde bir servet yaptı.
Tom'un operasyonu küçük bir servete mal olacak.
Tom oğluna bir servet bıraktı.
Onların servetlerinin birazını alırlar.
Onun tüm parasını kaybettiğini söyleniyor.
Bu çok pahalıya mal oluyor.
O akıllıca yatırım yaparak, bir servet biriktirmiş.
Amcası öldüğünde, Mary servete kondu.
Tom bütün servetini hayır için bağışladı.
Babam bana büyük bir servet bıraktı.
Mirası öldüğünde kızına kaldı.
Karısına çok büyük bir servet bıraktı.
O, vasiyetinde karısına bir servet bıraktı.
Bir milyon doların üzerinde mal varlığı var.
Arabamı tamir ettirmem bana bir servete mal oldu.
Tom büyük bir servete sahip ama mutlu değil.
Jeff Bezos'un net serveti yaklaşık 120 milyar dolar civarında tahmin ediliyor.
En iyi satan romanı yazarak bir servet yaptı.
Biz hepimiz önceden ınsandık, ırkcılık bizi birbirimizden ayırmadan, din yarmadan, politika bölmeden ve maddi varlık bizi sınıflamadan.
Ölmeden bir hafta önce vasiyetini değiştirdi ve bütün servetini köpeği Pookie'ye bıraktı.
Tom bir yaban hayatı sığınma evi yaratmak için mülkünü bağışladı.
Ona yapabileceğin herhangi bir yardım için şimdiden size teşekkür etmek istiyorum.