Examples of using "Hoffte" in a sentence and their turkish translations:
Onu tekrar göreceğimi umuyordum.
Tom kazanmayı umuyordu.
Başarılı olmayı umuyordu.
Tom başarılı olmayı umuyordu.
Herkes onun kazanacağını umuyordu.
Tom Mary'nin onu öpeceğini umuyordu.
Bugün burada olacağını umuyordum.
Bilebileceğini umuyordum.
Tom'un onu söyleyeceğini umuyordum.
Tom Mary'nin evet diyeceğini umuyordu.
Tom Mary'nin ona gülümseyeceğini umuyordu.
Tom ünlü bir yazar olacağını umuyordu.
Tom takımlardan birinin onu alacağını umuyordu.
Tom eski bisikletini birinin satın alacağını umuyordu.
Tom Mary'nin gerçeği bulamayacağını umuyordu.
Bu haftaya kadar onu bitirmiş olmayı umut etmiştim.
Tom Mary'nin kendisiyle birlikte konsere gideceğini gerçekten umuyordu.
Kurtulmayı ummuyordu, hiç ümidi olmadığını biliyordu.
Tom eve yürümek zorunda kalmadan önce yağmurun duracağını umuyordu.
Onu söyleyeceğini umuyordum.
Tom'un umudu birincilik ödülünü kazanmaktı.
Politikacı öldüğünde, herkes oğulun babasının izinden gideceğini umuyordu.
İmparator tuzağa düşmeyi umarak hızla ilerledi ve Blücher ordusunun bir kısmını yok ettiler.
Tom YouTube'a az önce yüklediği videonun internette yayılacağını düşünüyordu.
Tom, Mary'nin Johnla oturacağını biliyordu, fakat o onun onunla oturacağını umuyordu.
İnsanüstü güçlere ulaşmak umuduyla, Kristof Kolomb bir zamanlar beş dakika güneşe doğruca dik dik baktı.İşe yaramadı.
Tom, John'un seçimi kimin kazanacağını umduğunu Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.