Examples of using "Herausfinden" in a sentence and their turkish translations:
Sen öğrenebilir misin?
anlayabilirsiniz .
Bir şey bulamadım.
Tom öğrenecek.
Bu anlamak zorunda olduğumuz şey.
Bir şeyi çözmek zorundayız.
Bunu birlikte çözelim.
Bunun arkasında kimin olduğunu bulmalıyım.
Gerçeği bulacağız.
Peki, öğrenmeye gidelim.
Tom hayatta çözemez bunu.
Sadece onun neden olduğunu öğrenmem gerekiyor.
İnşallah bir yolunu buluruz.
Tom'un ne düşündüğünü bulmak istedim.
Tom'un nerede olduğunu bulmak zorundayız.
Bence Tom'un nereye gittiğini bulmalısın.
Bunu kimin yaptığını bilmek istiyorum.
Tom'u kimin öldürdüğünü bulacağız.
Bunu kimin yaptığını bulmalıyım.
Onun ne istediğini kestiremedik.
O bunun ne olduğunu asla anlamayacak.
Daha sonra ne olacağını öğrenmek istiyorum.
Tom'un ne yaptığını bulmak zorundayız.
Çocuk labirentten çıkış yolunu bulamadı.
Biz bir şey bulur bulmaz onunla irtibat kuracağız.
Biz Paul'ün ne yapmak istediğini çözemedik.
Oraya nasıl gideceğini öğrenir misin?
Tom'un parasını nereye sakladığını çözmek zorundayız.
Neyin soruna neden olduğunu öğrenmek istiyorum.
Onun ne demek istediğini anlayamadım.
Bence Tom'un nerede olduğunu bulmalıyız.
Şimdi, ne olduğunu bulmak zorundayız.
Tom'un bana neden yalan söylediğini bulmak istiyorum.
Onun nerede saklandığını öğrenmemiz lazım.
Bu sorumsuz söylentinin kaynağını öğrenmek istiyorum.
Tom'un ne tür yiyecek yemek istediğini öğrenmek istiyorum.
- O tavsiyeyi Tom'a kimin verdiğini öğrenmem gerekiyor.
- O tavsiyeyi Tom'a kimin verdiğini öğrenmeliyim.
Bunu anlayacağından eminim.
Onun neden öyle söylediğini öğrenmek istiyorum.
Tom Mary'nin ne söylemeye çalıştığını anlayamadı.
Daha derin bakmaya başladığınızda onu kendiniz bulacaksınız.
Bence Tom'a ne olduğunu bulmalısın.
Yazarın ne söylemeye çalıştığını anlayamıyorum.
Tom'un bizimle dışarı çıkıp çıkmayacağını ve yemek yeyip yemeyeceğini öğrenmek istiyorum.
Bence Tom'un onu kime vermeyi planladığını bulmalıyız.
Bence dün Tom'un niçin burada olmadığını bulmalıyız.
Onun kim olduğunu bulacağım.
Tom'un nerede saklandığını öğrenmemiz lazım.
Sadece ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
Tom'un Fransızca konuşabilip konuşamadığını öğrenmeliyiz.
Tom'un bunu kendi başına çözeceğini düşünmüştüm.
Yakında öğreneceksin.
Bir şey öğrendiğinde bize bildir.