Examples of using "Gemeinsam" in a sentence and their turkish translations:
Biz birlikte karar veririz.
çözümleri paylaşmalı;
Onlar birlikte gittiler.
Burada ortak olan şey,
Onların ortak bir şeyi yok.
Hepimizin ortak noktası nedir?
Arkadaşlar şeyleri birlikte yaparlar.
Her kararı birlikte alırız.
Bizim ortak bir şeyimiz yok.
Ortak birkaç şeyimiz var.
Beraber güçlüyüz.
Birlikte, her şey mümkün.
Birlikte seyahat edeceğiz.
Sen ve ben ortak bir şeye sahibiz.
Bu iki türün ortak özelliği nedir?
İş birlikte başlıyor.
Çünkü kararlar ortak alınır
Ve yönetimde dolayısıyla ortak şekilde yapılıyor
Bunu birlikte çözelim.
Birlikte plaja gittik.
Birlikte birkaç dersimiz var.
Biz mağazayı birlikte çalıştırıyoruz.
Hepsinin ortak bir yönü var.
Tom ve Mary birlikte gittiler.
Bizim gerçekten ortak bir şeyimiz yok.
Birlikte kutlamalıydık.
Çocukların beraberce şarkı söylediklerini duydum.
Fakat hiç ortak bir yönümüz yok.
İki dilin ortak çok yanı var.
Onunla ortak bir şeyim yok.
Japonun Koreli ile ortak bir şeyi var.
Birlikte karar aldık.
Onunla çok ortak yönüm var.
Sanırım bir sürü ortak noktamız var.
Aile akşam yemeğini beraber yedi.
Tom ve Mary sık sık birlikte seyahat ederler.
Tom ve Mary'nin ortak bir şeyi yok.
Bütün öğrenciler şarkıyı birlikte seslendirdiler.
Hep birlikte ihtimal tasarımlarını içeriyorlar.
Fakat birlikte çalışarak bunu düzeltebiliriz.
Bir kural olarak, ikizlerin ortak çok şeyi var.
Tom ve Mary birlikte bir şey üzerinde çalışıyor.
Onlar okuldan sonra birlikte eve yürüdüler.
Tom ve Mary'nin ortak yönü olmalı.
Tom ve Mary nadiren birlikte bir şey yapar.
Onların ortak neyi olduğunu merak ediyorum.
Tom ve Mary partiden beraber ayrıldı.
12.30'da birlikte öğle yemeği yiyeceğiz.
Akıllıca kararlar verin ve buradan birlikte çıkalım.
Toplu olarak, bizler dünyanın nasıl göründüğüyüz.
- Onların pek çok ortak yanı var.
- Birçok ortak noktaları var.
Birlikte gidebiliriz.
Tom ve Mary sık sık birlikte akşam yemeği yer.
Neden ikiniz beraber çıkmıyorsunuz?
Onların hepsinin ortak neyi olduğunu merak ediyorum.
Ortak hiçbir noktamız yoktu.
Biz öğleden sonra 12.30'da birlikte yemek yiyeceğiz.
Tom ve Maria kötü gülüşlerini birlikte uyguladılar.
Damar yoluyla uyuşturucu kullanırken başkalarıyla ortak iğne kullanmış mıydınız?
Onu birlikte yapmak zorundayız.
Bizim ortak başka bir şeyimiz var.
Bir arada buzulların sağlığını gözlemlemek için çalışmak,
Bu konuda senin ve Tom'un birlikte çalışmanızı istiyorum.
Tom ve Mary barda beraber oturuyordu.
Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.
Burada yetki sizde. Bu yolculukta benimlesiniz.
veya sebze meyve yetiştiriciliği için paylaşılan araziyi,
Hep birlikte toplum olarak bilinçlenelim arkadaşlar
Laramie'yle anlaşıyorduk , ama daha sonra ayrıldık.
Onu birlikte yapacağız.
Tom ve Mary neredeyse her gün beraber okula yürüyerek giderler.
Onun hakkında birlikte düşünelim ve biraz hayal kuralım.
Tom ve Mary'nin birlikte ayrıldığını gördüm.
Küçük mutfaktaki masada birlikte yedik.
Sen ve Tom'un bunu birlikte yapmadığınızı biliyorum.
Bu kadar benzeştiğimize dair hiçbir fikrim yoktu.
Tom ve ben birlikte koşuyoruz.
Yetki sizde, bu konuda benimlesiniz. Karar sizin.
sanırım ortak hareket etmelerine sebep bu sesler olabilir
- Birlikte çalışarak bütün evi çabucak temizlediler.
- Birlikte çalışarak tüm evi vakit kaybetmeden temizlediler.
Ben ve ben iyi geçinmiyoruz. Bizim ortak yönümüz yok.
- Harcamaları paylaşalım.
- Masrafları paylaşalım.
Ai ve Mariko yakın arkadaşlar. Her yere beraber giderler.
Noel'i tüm ailenizle birlikte en son ne zaman kutladınız?
, ancak farklılıklarını bir kenara koydular. Birlikte, bir ateşkes imzalandığına ikna ederek
öğrencilerimle tanıştı ve daha sonra birlikte öğle yemeği yedik.
Tom Mary ile yemeği ummasına rağmen tek başına yedi.
Boston'a birlikte ilk gittiğimiz zamanı hatırlıyor musun?
Onların neden böyle iyi arkadaşlar olduklarını anlayamıyorum. Onların ortak çok az şeyi var.
Belki Tom ve Mary birlikte şarkı söylemelidir.
düşüp dizi kanadığında beraber ona çare bulmaya çalışırdın
- Benimle bir film izlemeye gitmeye ne dersin?
- Benimle bir film izlemeye gitmeye ne dersiniz?
Tom ve Mary birlikte kanepede oturuyorlardı.
Annem, babam ve kız kardeşim ile birlikte tatile çıkacağımızı onlara söylemiştim.