Examples of using "Gewohnheit" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir âdet oldu.
O kötü alışkınlıktan kurtulmalısın.
Alışkanlık nedeniyle başını kaşıdı.
İnsan alışkanlığın bir kölesidir.
Olumsuzca düşünmek alışkanlık haline gelebilir.
Sadece alışkanlık edinme.
Tom o huyu babasından aldı.
Tom her zamanki yatma saatini geçecek şekilde yatmadı.
Hırsız gece geç saatlere kadar yatmamaya alışkın.
O akşam yemeğinden sonra yürüyüşe çıkma alışkanlığındaydı.
Tom gece geç saatlere kadar ayakta kalma alışkanlığında.
Sabah erken kalkmayı prensip edinirim.
Babamın kahvaltıdan önce gazete okuma alışkanlığı var.
Onun her sabah kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.
Dokuzdan sonra televizyon izlememeyi kural edindim.
Ne kadar denersen dene, bu alışkanlığı bırakmanın zor olduğunu göreceksin.
Bir kez oluşturulan kötü bir alışkanlıktan kurtulmak zordur.
Gelenek, öyleyse, insan yaşamının büyük bir rehberidir.
Büyükbabam kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkmayı bir kural haline getirdi.