Translation of "Erstaunen" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Erstaunen" in a sentence and their turkish translations:

Zu unser aller Erstaunen trat er plötzlich zurück.

Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.

Zu meinem Erstaunen wurde der Anthropologe des Mordes angeklagt.

Benim için sürpriz oldu, antropolog cinayetle suçlandı.

Zum Erstaunen der ganzen Stadt, wurde der Bürgermeister verhaftet.

Bütün şehir hayrete düştü, belediye başkanı tutuklandı.

Tut mir leid, aber das hat mich ein bisschen in Erstaunen versetzt.

Kusuruma bakmayın ama biraz şaşırdım.

Meine Gefährten beobachteten mich schweigend und blieben – im Unterschied zu früheren Malen, da mein Erstaunen sie zum Lachen brachte – ernst.

- Arkadaşlarım beni sessizce izliyorlardı ve, benim şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine , onlar ciddi kaldılar.
- Ahbaplarım sessizce beni izliyorlardı ve şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine bu defa ciddiyetlerini bozmadılar.