Examples of using "Entweder" in a sentence and their turkish translations:
Bu ya Sezar ya da hiçbir şey.
Bu bir ya ya da konusu.
Ya mağaraya gireceğiz
Ya bu taraftan gideceğiz
Ya o gider ya da ben!
Ya onlar gider ya da ben.
Ya hep ya da hiç.
Ya mağaraya gireceğiz
Ya yaşlılıktan ya da yaralandığı için ölmüştür.
ya çaput bağlanır dilek dilenir
Ya siz ya da ben hatalıyım.
Ya Mary ya da sen gideceksin.
Ya o suçlanacak ya da ben.
Ya içeri gel ya da dışarı git.
Ya sen git ya da ben giderim.
Ya o hatalı ya da ben.
Ya sen ya da ben haklıyım.
Ya geçecek, ya da geçecek.
- Ya ben haklıyım ya da sen haklısın.
- Ya ben doğru söylüyorum ya da sen söylüyorsun.
Ya benimle gelirsin ya da onunla.
Ya bizimlesin ya da bize karşısın.
Çocuklarınız olsun ya da olmasın,
Ya oradaki...
başta da dedim ya kullanışlı ve basit
Ya hiçbir bilgiye eğitime ihtiyacımız olmadan
- Biz ya İngilizce ya da Japonca konuşabiliyorduk.
- Ya İngilizce ya da Japonca konuşmamıza izin verildi.
Develerin bir ya da iki hörgücü vardır.
Ya Çince konuşalım ya da hiç konuşmayalım.
- Ya hep ya da hiç.
- Ya hepsi, ya da hiçbiri.
Onu ellerimle kazarak çıkartabilirim.
adamından biri öldürüldü ya da yaralandı.
Bir kapı ya kapalı ya da açık olmalı.
Ya Londra'da ya da Paris'tedir.
O ya sarhoş ya da deli.
Ya sen ya da ben onun yerine gitmeliyim.
Ya istemiyorlar ya da yapamıyorlar.
Ya şimdi gidersin, ya da ben seni göndermesini bilirim.
Ya biz hepimiz gideriz ya da hiç kimse.
Tom şimdi ya Boston'da ya da Şikago'da.
- Ya çık, ya gir.
- Ya dışarıya çık ya da içeriye gir.
Tom ya evdedir ya da iştedir.
Tom ya aptal ya da dâhi.
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...
Ya abi bu işte çok iyi para var ya
Ya Microsoft ve Apple denen bir dev var
Portekizcede her isim ya eril ya da dişildir.
Yetişkin Amerikalıların yüzde altmış dokuzu ya aşırı kilolu veya obezdir.
Boston ya da Chicago'da yaşamak istiyorum.
Tom ya yanılıyor ya da o bir yalancı.
O şimdi ya Roma'da ya da Paris'te.
ya aynı şeyi daha fazla yaparlar ya da aynı şeyi daha az yaparlar.
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...
sözde ''kötü duygular''a sahip olduğumuz için kendimizi yargıladığımızı
Ya bulaşsın kardeşim bulaşsın yeter artık bıktık bulaşsın
Ya Tom, Mary, ya da onlardan hiçbiri markete gitmez.
Ya büyük ya da küçük kutuyu alabilirsin.
Ya bu adam ölü ya da benim saat durdu.
Onlar ya barakada ya da mağarada.
Ya sen ya da o, toplantıya katılmak zorunda.
O ya deli ya da uyuşturucu etkisi altında.
Bu şirkette ya İngilizce ya da İspanyolca konuşabilmelisin.
Bu, yaşayan balıklar için ya boğulmak demek ya da ölümüne ezilmek.
Sağa gitmeye karar verirsek parlak güneşin altına çıkma riskine gireriz.
Ya bu Karun hazinesinin en değerli parçası olan bir kanatlı denizatı broşü vardı
ya eski mısırlılar teknoloji olarak bizden ilerideler yada uzaylılar yaptı
Ya içeriden bilgi alıyor ya da dedikleri doğru gelecekten geliyor
Şirkette içmeyen birisi ya bir hırsızdır ya da bir casus.
Beğenseniz de beğenmeseniz de, keki ya ben pişireceğim ya da hiç pişirilmeyecek!
Hiçbirimiz gitmek istemiyor fakat ya sen ya da karın gitmek zorunda.
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır... ...ve onunla başını yakalarız.
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır... ...ve onunla başını yakalarız.
Ya çık, ya gir.
Ya o gerçekten iyi yapıyor ya da her şeyi tebessümünün arkasında saklayabiliyor.
Tom'un ne zaman aradığını bilmiyorum ama ya dündü ya da önceki gündü.
Her gün işe ya bisikletle giderim ya da otobüsle.
Ya yaşam boyu bir dost ya hayat boyu bir ders.
ya anne ya vallahi ben içmiyorum ya arkadaşlar içiyor kokusu benim üzerime geliyor
Ya buna tırmanmaya çalışacağım ya da mağaranın ağzından kaya tırmanışı yapacağım.
Bu evden gönüllü olarak ayrılmayacağım. Kelepçeli veya tabutun içinde terk edeceğim!
Ölü doğumun birçok nedenleri bilinmeyen ya da tedavi edilemez olarak kalırken, ölü doğumun önlenmesi çok zordur.
İnsanları kendi aralarında iyi ve kötü olarak ayırmak saçma. İnsanlar neşeli ya da sıkıntılı olabilir.
Biraz sevmek diye bir şey yok! Ya öleceksin aşkından ya da vazgeçeceksin.
Genellikle bir konser öncesinde seyirciden ya telefonlarını kapatmalarını ya da sessiz moda geçmelerini isteyen bir duyuru vardır.
Eğer bu evliliği iş için istiyorsan benimle zaman geçirmek ve sürekli çalışmak arasında seçim yapman gerekiyor.
Bu gidişle ya virüsten öleceğiz ya da parasızlıktan. Üstelik bu sorunu bir tek Türkiye yaşamıyor.
Ya İngilizce ya da Fransızca öğrensen iyi olur.