Translation of "Begrenzung" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Begrenzung" in a sentence and their turkish translations:

Können Sie deutlich die Begrenzung der Kiste erkennen.

bu kutunun sınırlarının çok iyi tanımlandığını görürsünüz.

Tom fand, dass es eine Begrenzung geben müsse, wie viel Geld seine Frau ausgeben dürfe.

Tom eşinin ne kadar para harcamasına izin verilmesi gerektiği hakkında bir limit olması gerektiğini düşündü.

Jeder hat das Recht auf Erholung und Freizeit und insbesondere auf eine vernünftige Begrenzung der Arbeitszeit und regelmäßigen bezahlten Urlaub.

Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.