Examples of using "Armbanduhr" in a sentence and their turkish translations:
Kol saati çalışmıyor.
Senin bir saatin var.
Sizin saatiniz bulundu.
Saat takıyor musun?
Tom saati kolundan çıkardı.
O bana bir saat verdi.
Bu saati sevmiyorum.
- Kol saatimin tamir edilmesi gerekiyor.
- Kol saatimin onarılması gerekiyor.
Tom altından yapılmış bir kol saati takıyor.
Bu saat tamir edilmeli.
- Saat takmayı severim.
- Saat takmayı seviyorum.
Saati kaybettim.
Saatim çok doğru.
Bu kol saati çok değerlidir.
Tom saatini kurdu.
Bu saat en çok on dolar tutar.
Oğlum için bir saat alacağım.
Bana bir saat aldı.
Onun çok pahalı bir saati var.
Dün saatimi kaybettim.
O yeni saatini kaybetti.
Saatimi tamir ettirdim.
O çok değerli bir kol saatine sahip.
Ona bir kol saati aldım.
Tom bir saat takmaz mı?
Bu saat Japonya'da yapılmıştır.
Bu saat on dakika geridir.
Bu saat on dakika ileridir.
Saati ne zaman aldın.
Yeni saatini kaybetti.
Tom'un çok pahalı bir saati var.
- Tom pahalı bir kol saati almış.
- Tom pahalı bir saat aldı.
Bu saat onun iki katı kadar pahalıdır.
Sıranın üstündeki kol saati benimkidir.
- O saat bundan daha az pahalı.
- O saat bundan ucuz.
Dün gece saatimi çaldırdım.
- Tom saatine bakıp durdu.
- Tom saatine bakıp duruyordu.
- Tom habire saatine bakıyordu.
Bu saat gerçekten iyi bir alış.
Bu saat o saatten oldukça daha iyi.
Sizin saatiniz masanın üstünde.
Tom saatine baktı.
Ona bir ödül olarak altın bir saat verildi.
Saatim nerede?
Oradaki o dükkanda saatimi satın alıyorum.
Bu saat bana amcam tarafından verildi.
Saat çalışmıyor.
Bana amcam tarafından güzel bir saat verildi.
Bu saat su geçirmez.
Bu saat pahalı.
Bu saat, şuradakinden daha az pahalı.
Bu saat tamamen doğrudur.
Kullandıkları kol saatindeki özellikler daha yüksek
Bu, saatini bulan delikanlı.
Saati kaybettim.
Ben bir saat aldım.
Babam bana doğum günü hediyesi olarak dijital bir saat aldı.
Saatimi onardım ama yine bozuldu.
O yeni saatini kaybetti.
Ben saat kullanmıyorum ama saat kullananlar hemen bir kol saatine baksınlar
Büyükannemin eski saati yıllardır çekmecede duruyordu.
Ona saatimi tamir ettirdim.
Ona bir saat aldım.
Saatin beş dakika geri.
Bu saat yaklaşık elli bin yene mal olur.
Doğum günü hediyesi için bana bir saat verdi.
- Annemize bir kol saati verdik.
- Annemize bir saat hediye ettik.
Tom her zaman bir saat takardı, ama şimdi o sadece akıllı telefonuna bakıyor.
Tom saatine baktığında ne kadar geç olduğunu gördüğüne şaşırmıştı.
Ona bir saat aldım.
Ona saatimi tamir ettirdim.
O benim saatimi çaldı.
Bir saat aldım ve ertesi gün onu kaybettim.
Çocuğun elinde bir saati var.
Senin saatin şekil ve renk olarak benimkine benziyor.