Examples of using "Weigerte" in a sentence and their turkish translations:
O ödemeyi reddetti.
Ödemeyi reddetti.
Tom serbest bırakmayı reddetti.
Tom dinlemeyi reddetti.
Tom vazgeçmeyi reddetti.
Önerisini kabul etmeyi reddetti.
Ödemeyi reddettim.
- Tom içeri girmemize izin vermedi.
- Tom bizi içeri almadı.
Tom gitmeyi reddetti.
Tom onu itiraf etmeyi reddetti.
O onu itiraf etmeyi reddetti.
O onu itiraf etmeyi reddetti.
Tom ödemeyi reddetti.
Tom Mary'nin girmesine izin vermedi.
Tom yemek yemeyi reddetti.
Ne yazık ki o gelmeyi reddetti.
Tom Mary'yi affetmeyi reddetti.
O, rüşvet almayı reddetti.
Onun içeri girmesine kesinlikle izin vermedi.
Tom Mary'ye yardım etmeyi reddetti.
İngilizce konuşmayı reddetti.
O bana yardım etmeyi reddetti.
Tom Fransızca konuşmayı reddetti.
Tom teslim olmayı reddetti.
Tom sorulara cevap vermeyi reddetti.
Tom Mary ile çalışmayı reddetti.
Tom bize yardım etmeyi reddetti.
Johnson yasayı tanımayı reddetti.
Tom haraç vermeyi reddetti.
Tom rüşvet almayı reddetti.
Anne itiraf etmeyi kararlılıkla reddetti.
O, belgeleri imzalamayı reddetti.
Tom faturasını ödemeyi reddetti.
O, parayı almayı reddetti.
Tom, hastaneye gitmeyi reddetti.
Tom, Mary'nin tavsiyesine uymayı reddetti.
Tom soruyu cevaplamayı reddetti.
Tom belgeyi imzalamayı reddetti.
Tom gerçeği gizlemeyi reddetti.
O benimle konuşmayı reddetti.
O benimle konuşmayı reddetti.
Tom yatmaya gitmeyi reddetti.
Tom benimle konuşmayı reddetti.
O konuda daha fazla söylemeyi reddetti.
Tom et yemeye son vermeyi reddetti.
Tom faturayı ödemeyi reddetti.
Tom fidyeyi ödemeyi reddetti.
O bu konuda daha fazla söylemeyi reddetti.
- Tom belgeleri imzalamayı kabul etmedi.
- Tom evrakları imzalamayı reddetti.
Tom kapıyı açmazdı.
Muhabir kaynaklarının adını vermeyi reddetti.
Tom bizimle poker oynamayı reddetti.
Öğrenci öğretmenine itaat etmeyi reddetti.
- O, elimi sıkmayı reddetti.
- O benimle tokalaşmayı reddetti.
Arayan kişi bize adını vermeyi reddetti.
- Tom gine domuzlarıyla oynamayı reddetti.
- Tom hint domuzlarıyla oynamayı reddetti.
- Tom kobaylarla oynamayı reddetti.
Meksika hükümeti görüşmeyi reddetti.
Tom yol tarifi sormayı reddetti.
At durdu ve devam etmeyi reddetti.
Tom elimi sıkmayı reddetti.
Tom, Mary'nin elini sıkmayı reddetti.
Tom, Mary'nin ödevlerine yardım etmeyi reddetti.
Tom gelmeyi reddetti. Sebebini merak ediyorum.
Öğle yemeğini yemeyi reddetti.
O, öğle yemeğini yemeyi reddetti.
Tom bana istediğimi vermeyi reddetti.
Tom, ne olduğunu bize anlatmayı reddetti.
Tom yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı reddetti.
Tom Mary'ye istediğini vermeyi reddetti.
Tom garsona bahşiş vermeyi reddetti.
Tom bir hata yaptığını kabul etmeyi reddetti.
Tom yol tarifi sormak için durmayı reddetti.
Tom kendini banyoya kilitledi ve dışarı çıkmayı reddetti.
O bana yardım etmeyi reddetti.
- O, ebeveynleriyle tatile gitmeyi reddetti.
- Ebeveynleriyle tatile gitmeyi reddetti.
- O, ebeveynleriyle tatile çıkmayı reddetti.
- Ebeveynleriyle tatile çıkmayı reddetti.
Rosa Parks, beyaz bir yolcuya koltuğunu bırakmayı reddetti.
Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.
Ona bunu anlatmaya çalıştım ama o beni dinlemeyi reddetti.
O, parayı kabul etmeyi reddetti.
Tom bana araba anahtarlarımı nereye koyduğunu söylemeyi reddetti.
Asker, tüfeğiyle düşmana ateş açmayı reddetti.
Ben şikâyet ettim fakat onlar bu kazağı geri almayı reddetti.
Tom annesinin masaya koyduğunu yemeyi reddetti.
Tom Mary'ye cevap vermeyi reddettiği bazı çok kişisel sorular sordu.
O onunla konuşmazdı.
Tom, Mary'ye bir sürü soru sordu, ama o bazılarına cevap vermeyi reddetti.
Tom Mary'nin okuldaki davranma tarzını görmezlikten gelmeye devam etmeyi reddetti.
Tom sözleşmeyi imzalamayı reddetti.
O ona çok fazla tuz kullanmamasını tavsiye ederdi fakat o onu dinlemezdi.
Askeri mahkeme hapis cezasını reddetti, bu yüzden davası Akranlar Odası'na gitti.
Kendisi onunla konuşmayı reddetti.