Examples of using "Ankam" in a sentence and their turkish translations:
Marcus geldiğinde uyuyordum.
Ben vardığımda, yağmur yağıyordu.
Gelecek son kişiydi.
O, ambulans gelmeden önce öldü.
O ilk olarak vardı.
Ben oraya varmadan önce o öldü.
Tom gelecek son kişiydi.
Kurtarıcılar gelmeden önce o öldü.
Dan varan ilk kişiydi.
Tom gelecek ilk kişiydi.
O ben varmadan önce o öldü.
Leyla gelen ilk kişiydi.
Tam içeri geldiğimde Tom ayrıldı.
Ben vardığımda Tom zaten sarhoştu.
Ben geldiğimde Tom tam ayrılmak üzereydi.
Ben vardığımda o zaten gitmişti.
Napolyon gelir gelmez Davout'a geri çekilmesini emretti.
Ben gelmeden önce iş tamamlanmıştı.
Mary geldiğinde Tom banyodaydı.
Ben havaalanına varır varmaz uçak havalandı.
Oraya vardığımda oldukça karanlıktı.
- Tom geldiğinde saat bir hayli ilerlemişti.
- Tom geldiğinde artık çok geçti.
İlk önce kimin geldiğini hatırlayamıyorum.
Ben vardığımda konser neredeyse bitmişti.
Ben vardığımda parti neredeyse bitmişti.
Ben vardığımda çabucak evden kaçtılar.
- Eve ulaştığında saat çoktan on ikiydi.
- Eve vardığında saat çoktan on iki olmuştu.
Eve geldikten sonra yatmaya gittim.
Hedefe varır varmaz onu aradım.
Dün gelen erkek çocuğu benim küçük erkek kardeşimdi.
Ben varmadan önce o zaten biletini almıştı.
Havaalanına gelir gelmez ofisini aradı.
O, istasyona vardığında, tren çoktan gitmişti.
Onunla buraya geldiğimde tanıştım.
Havaalanına vardığımda uçağın ayrıldığını gördüm.
- O, istasyona vardığı an, annesini aradı.
- O istasyona varır varmaz, annesini aradı.
Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.
İstasyona vardığımda tren tam hareket etmek üzereydi.
- New York'a vardığımdan beri tam bir hafta oldu.
- New York'a varalı daha bir hafta oldu.
- Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi anladım.
- Eve gittiğimde, kaybetmiş olduğum cüzdanımı buldum.
Mary geleceğini söylediği zaman gelmediğinde, Tom biraz endişelendi.
O, arabayı tamir ediyordu ve ben eve vardığımda yorgun görünüyordu.
O, istasyona vardığında tren neredeyse yarım saat önce kalkmıştı.
Tom otobüs durağına gelmeden önce binmeyi planladığı otobüs zaten gitmişti.
Tom Mary'ye bir aşk mektubu gönderdi, ancak asla varıp varmadığını öğrenmedi.
Havaalanına geldiğimde uçak çoktan havalanmıştı.
O, partinin ortasında geldi.
Mary otobüs durağına vardığında, son otobüs zaten gitmişti.