Examples of using "Uns" in a sentence and their turkish translations:
- Bana birkaç tane ver.
- Bana biraz ver.
birbirine doğru yaklaştıralım
Birbirimize yardım edelim.
Annemin bir çifti vardır.
Hatta bazıları onu ihanetle suçladı.
Bu örneklerden bazıları üzerinde konuşalım.
Birbirimize ihtiyacımız var.
birbirleri tarafından parçalanmış ve izoleydiler.
Sana birkaç tane göstereceğim.
Bazılarınız beni zaten tanıyor.
Ben bu kitaplardan bazılarını istiyorum.
Çok az insan plandan haberdar.
Biz birbirimize saygı gösteririz.
Birbirimize dürüst olalım.
Bazıları kısmen yer altında evler yaptı.
Bu kitaplardan bazılarını okudum.
birbirimize duyduğumuz tanımlanamayan ilgi ile açıklanabilir.
Bazıları onun hikayesini inandı ve diğerleri inanmadı.
Bazılarınız partiye katılacaksınız.
Onlar birbiri ardına öldü.
Çoğunlukla birkaç kişi sarhoştu.
İnsanlar birbirlerini sevmeliler.
En sevdiğiniz yiyeceklerden bazıları nelerdir?
Onların hepsi sarıldılar.
Biz içerken birbirimize açılırız.
Birbirimizden öğreneceğimiz çok şeyimiz var.
Pekâlâ, şimdi bunlardan toplayıp buz tutmuş göle gidelim.
Lütfen onlardan bazılarını götür.
Sana erkek kardeşimin kitaplarından bazılarını ödünç vereceğim.
Onların bizi birbirlerimize düşman etmeye çalışıyorlar.
İnsanların nasıl yaşadığı ve birbirleri ile nasıl iletişim kurduklarıyla
birbirlerine olan güveni ve diğer insanlara olan güveni
yaşam ortamlarımız birbirinden çok farklı
Ülkeler kültür olarak farklıdır.
Erkekler ve kadınların birbirlerine ihtiyaçları vardır.
Bazı öğrencilerinin seni sevmediğini biliyorum.
Sadece birbirimize katlanamıyoruz.
Ne derler bilirsiniz, birinin çöpü başkasının hazinesidir.
Birbirimizi sevmek için yapay zekâya kucak açalım.
fakat bu durumdan sonra skandallar arka arkada patlayıveriyor
Kimini mutlu kılan şey, diğerini huzursuz eder.
Birbirlerini eleştiriyorlardı.
Hepinizi sırayla dinleyeceğim.
bunlardan bir kaç tanesini biz görebildik bile. Şanslıyız!
Küçük odaya sıkıştırıldık.
Bir sürü eski kitabım var. Onlardan birkaç tanesi oldukça değerlidir.
Birbirlerine alışmaları biraz zaman aldı.
taciz tecavüz derken ardı ardına davalar açılıyor
Hepimiz birbirimize beş dakikalık yürüme mesafesinde yaşıyoruz.
Şunlardan biraz istiyorum.
İnsanların birbirini sevdiği bir dünyada yaşamak istiyorum.
Hala birkaç tane kaldı.
uygulamasının sağladığı avantajlardan sadece birkaçı
Ortak ilgi alanlarımızın bizi yakınlaştıracağı
yollarını kaybetmiyorlar ve birbirlerinden ayrılmadan disiplinli bir şekilde ilerliyorlar
Çocuklar birbirini suçladılar.
Biz hepimiz birbirimizden hoşlanıyoruz.
Bunlardan bazıları benim.
İşte herkesin zamanı birbirinden farklıdır. Dolayısıyla kendi zamanı içerisinde bir çok şimdisi vardır.
O, barda oturarak peş peşe viski içti.
Bazı sınıf arkadaşlarım voleyboldan hoşlanır ve diğerleri tenisten hoşlanır.
Onlar birbirleriyle iyi geçinirler.
ancak Avrupa Krallıkları entikalarla ve birbirleriyle yapıyor oldukları savşalarla meşgullerdir
Giysiler giydiğimizden beri birbirimizi tanımıyoruz.
Komitenin bütün üyeleri birbirlerinden nefret ediyorlar.
Bob topladığı pulların neredeyse tümünü Tina'ya verdi ve kendisine sadece birkaç tane ayırdı.
Ama yine de toplum olarak birbirimize karşı daha saygılı olursak hep birlikte daha mutlu oluruz
Şirket çalışanları, bölümlere ayrıldığında ve birbirleriyle uyum içinde hareket etmediklerinde birçok sorun oluşabilir.
Birbirimize karşı dürüst olalım.
Kişisel bilgisayarın gelişmesi insanların çalışma tarzında, yaşama tarzında ve birbirleriyle etkileşime girme tarzında devrim yapmıştır.
Kendimizi birbirimize tanıttık.
Biz birbirimize bağlıyız.
Onlar bir araya toplandılar.
- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve kardeşlik ruhu içinde birbirlerine karşı hareket etmelidirler.