Examples of using "Serrer" in a sentence and their turkish translations:
Düğümü sıkmalısın.
Elini sıkmak istiyorum.
Bu civatayı sıkmak zorundayım.
Seninle tokalaşmak istiyorum.
- Dur sana bir sarılayım.
- Sana sarılmama izin ver.
Olabilecek en sıkı hâli bu.
Veronika'ya sarılmayı seviyorum.
O, tokalaşmayı reddetti.
Bazıları benimle tokalaşmayı reddetti.
Tom, Mary'ye sarılmak istiyor.
Sana sarılmak için sabırsızlanıyorum.
Hayranlar aktörlerin ellerini sıkmaya çalıştı.
Küçük işletmeler ayakta kalmak için kemerlerini sıkacaklar.
- Tom acıya göğüs germek zorunda kaldı.
- Tom katlanmak zorunda kaldı.
Parmaklarımı sıkın lütfen.
Lütfen tokalaşın.
Onların elini sıkmak girişiminde bulundum ama bu hareketimin yersiz olduğunu hissettim.
El sıkışma yok, "haydi çak bir tane" yok, evin dışında sarılmak yok.
Sonunda Tom kabullenmek zorunda kaldı ve yaptığı eylemlerin sorumluluğunu almak zorunda kaldı.
şef tarafından ellerini yıkamadan hazırlanır . Sonra
Onların hayatını da. Bu çetin kış gecelerinden sağ çıkmanın tek yolu sıkı sıkıya sarılmak.