Examples of using "Respect" in a sentence and their turkish translations:
Saygı.
Bana biraz saygı göster.
Sana saygım var.
Onlar saygıya layıklar.
Siz saygı duyuyoruz.
Hepimiz saygıyı hak ediyoruz.
Onlar tarafından ona saygı duyulur.
Ona, saygı ile davranın.
Saygısız mıydın?
Saygı "İyi günler" "Günaydın"
Bir devlet adamı saygıya değer olmalıdır.
- Saygı satın alınmaz.
- Saygıyı satın alamazsın.
Onun davranışı takdire şayandır.
Ona saygı göstermek zorundasın.
Saygı, hayatın temelidir.
Son ilke ise saygıdır,
Saygı şu cümleler arasındaki farktır:
Yaşlı insanlar saygıyı hak ediyor.
Benimle uğraşma.
Sana olan tüm saygımı kaybettim.
Tom saygıyla davranılmayı hak etti.
Amacım saygısızlık etmek değil.
Misafirlerine saygı göstermelisin.
diğer dinlere saygısı sıfır!
- Bana karşı bir kusuru olmadı.
- Bana asla saygısızlık etmedi.
Birbirimize saygıyla davranmaya çalışalım.
Babasına saygısı var.
Saygıyla davranılmak istiyorum.
Birinin öğretmenlerine saygı ile davranılmalı.
hikâyeye saygı duymaktı.
büyük bir sorunumuz olduğunu biliyoruz.
insan onura uygun ve saygıyla davranılacağına inandığı
Annem ve babam bana yaşlılara saygı göstermeyi öğretti.
O, öğretmenine büyük bir saygısı duyuyor.
Saygısızlık etmek istemedim.
Onun cesur hareketi ona saygı kazandırdı.
Cesur hareketi saygı kazanmasına neden oldu.
Özellikle de patentlerine karşı büyük bir saygımız var.
"Şu an bu insanlara sevgi ve saygıyla davranmaya başlayın.
Çünkü herkesin saygısı kendinedir
Tom bana başkalarına karşı saygılı davranmamı söyledi.
Parayı kabul ederek, insanların saygısını kaybetti.
Sence Tom'un saygısını hak ediyor muyuz?
Bana saygı gösteren tek kişi sensin.
otoriteye saygılıdırlar ve öz saygıları için çalışırlar.
Zaman geçtikçe ona olan saygısı aşka dönüştü.
O, parayı kabul ettiğinde halkının saygısını kaybetti.
Saygının güzel tarafı ise bulaşıcı olmasıdır.
Seni bir arkadaş olarak görüyor ve sana saygılı davranıyoruz.
Ebeveynlerim bana büyüklerime saygı göstermeyi öğretti.
Hiçbir şey korkuya dayalı saygıdan daha aşağılık değildir.
ama insanlara saygı ve anlayışla davranmak zorundasınız.
ağaçların, taşların ve suyun ruhuna duydukları saygı,
Pratik ve insancıl yaklaşımı saygı kazandı ve sonuçlar getirdi.
Mary onunla tanışan herkese huşu telkin eden bir kadın.
Ama bu kafatasını laboratuvarımızda ve TED'de saygıyla inceliyoruz.
aralarında karşılıklı saygı ve sadakate dayalı özel bir bağ kuruldu
Ayrıca, otoriteye ve hiyerarşiye olan saygıları neredeyse dinsel seviyede. Ve bu yüzden
Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
Kendine saygısı olmayanın hiç kimseye saygısı yoktur.
Bütün saygımla, Sayın Başkan, sen bir götsün!
Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var.
ve Hristiyanlık dinine bir saygısızlık olmasın diye elden gelen bütün imkanlar yapılmıştı
Senin hataların bile sana olan saygımı azaltmaz ve arkadaşlıkta önemli olan budur.
Tom'un saygısız olduğunu biliyorum.
Amerika'daki yaşlı insanlara diğer birçok ülkede aldıkları saygı aynı derecede verilmez.
Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.