Examples of using "Profonde" in a sentence and their turkish translations:
Derin bir nefes al.
Su oldukça sığdı.
Su derin mi?
Yara derin.
Nehir burada derin.
O, derin bir nefes aldı.
Sadece derin bir nefes al.
O, derin bir nefes aldı.
Bu nehir biraz derin görünüyor.
Sadece derin bir nefes alın.
Hepimiz derin bir nefes alalım.
- Bu nehir çok derindir.
- Bu ırmak çok derindir.
Bu nehir oldukça derindir.
Kar kalınlığı çok fazla.
Derin bir nefes alın lütfen.
Aşırı sığ bir suda.
Su burada en derindir.
Su burada çok sığ.
Yara çok derin mi?
Isırık çok derin değil.
- Bu nehir çok derin değil.
- Bu ırmak çok derin değil.
Bu kesik kötü. Derin bir kesik.
iklim değişikliği için derin dekarbonizasyon
Kar birkaç metre derinlikte idi.
Oyuk ne kadar derin olursa çapa da o kadar kuvvetli olur.
Arabası diz boyu kara gömüldü.
O nehir sığ görünüyor, değil mi?
ki bu iç huzurunuzun doğasında vardır.
Kar sandığımdan çok daha derin!
bu derinden gömülü okyanusik tektonik tabaka olan
- Derin derin soludu.
- Derince bir nefes aldı.
Markalaşma, insan ruhunun derin tezahürüdür.
Geniş, kıllı ayaklarıyla en derin karda bile süzülerek ilerler.
Aralıklı şimşekler, ormanın kasvetli karanlığını aydınlattı.
Bu nehir bu tür bir tekne için yeterince derin değil.
Birbirinin üzerinden geçen kökler karmakarışık. Derin bir çamur var.
O derin bir nefes aldı.
Nehir burada sığ. Yürüyerek geçebiliriz.
Tom havuzun sığ tarafında kaldı.
Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.
Evet, su yeterince derin görünüyor, ama asla yüzde 100 emin olamazsınız.
Onun ölüm haberi ülke çapında büyük endişeye neden oldu.