Translation of "Prêt" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Prêt" in a sentence and their turkish translations:

Prêt ?

Hazır mısınız?

- Il sera prêt.
- Lui sera prêt.

O hazır olacak.

C'est prêt.

Bu hazır.

- Prêt !
- Prête !

- Bitti!
- Hazır!
- İşte bu!

Bientôt prêt.

Yakında hazır olacak.

J'étais prêt.

Ben hazırdım.

- Le dîner est prêt.
- Le souper est prêt.
- Le souper est presque prêt.

- Akşam yemeği hazır.
- Akşam yemeği yemek için hazır.

- Je n'étais pas prêt.
- Tu n'étais pas prêt.

Hazır değildim.

- Le dîner est prêt.
- Le souper est prêt.

Akşam yemeği hazır.

- Ton bain est prêt.
- Votre bain est prêt.

- Banyon hazır.
- Banyonuz hazır.

- Je suis presque prêt.
- Je suis quasiment prêt.

- Ben neredeyse hazırım.
- Neredeyse hazırım.

Et c'est prêt.

Artık hazır.

Vous êtes prêt ?

Hazır mısınız?

Tout est prêt.

Her şey hazır.

Prêt pour novembre ?

Kasım ayına hazır mısın?

Je suis prêt.

- Ben hazırım.
- Hazırım.

Tu étais prêt.

Sen hazırdın.

Tom sera prêt.

Tom hazır olacak.

Tu es prêt.

Sen hazırsın.

Il était prêt.

O hazırdı.

L'avion est prêt.

Uçak hazır.

Tom est prêt.

Tom hazır.

J'étais également prêt.

Ben de hazırdım.

Est-ce prêt ?

Hazır mı?

Tom était prêt.

Tom hazırdı.

- Le déjeuner est presque prêt.
- Le dîner est presque prêt.
- Le souper est presque prêt.

- Akşam yemeği hazır olmak üzeredir.
- Akşam yemeği neredeyse hazır.

- Ça n'est toujours pas prêt.
- Ce n'est toujours pas prêt.

O, hâlâ hazır değil.

- Le dîner est presque prêt.
- Le souper est presque prêt.

- Akşam yemeği neredeyse hazır.
- Akşam yemeği hazır olmak üzere.

- Tout le monde est-il prêt ?
- Chacun est-il prêt ?

Herkes hazır mı?

- As-tu obtenu le prêt ?
- Avez-vous obtenu le prêt ?

Kredi aldın mı?

- Je suis prêt à démarrer.
- Je suis prêt à commencer.

- Ben başlamaya hazırım.
- Başlamaya hazırım.

- J'étais prêt.
- J'étais prête.
- J'y étais prêt.
- J'y étais prête.

Ben hazırdım.

- Je suis prêt à y aller.
- Je suis prêt pour sortir.
- Je suis prêt pour y aller.

Gitmeye hazırım.

Il voulait être prêt.

hazır olmak için.

Soyez prêt à cliquer.

Tamam, tıklamaya hazır olun.

Prêt à être récupéré.

Alınmak için hazırız.

Prêt à être récupéré !

Alınmak için hazırız!

Il n'est pas prêt.

O hazır değil.

Je n'étais pas prêt.

Hazır değildim.

Je pense être prêt.

Hazır olduğumu düşünüyorum.

Me voilà fin prêt.

Ben buradayım ve hazırım.

Tout est prêt ici.

Burada her şey hazır.

Quand sera-ce prêt ?

Ne zaman hazır olacak?

J'étais prêt à cela.

Ben hazırdım.

Je suis également prêt.

Ben de hazırım.

Tu n'es pas prêt.

- Hazır değilsin.
- Sen hazır değilsin.

Es-tu bientôt prêt ?

Yakında hazır olacak mısın?

Le gâteau est prêt.

Pasta hazır.

Le poisson est prêt.

Bu balık iyi pişmiş.

Le bain est prêt.

Banyo hazırdır.

Le déjeuner est prêt.

Öğle yemeği hazır.

Il est toujours prêt.

O, her zaman hazırdır.

Tom est probablement prêt.

Tom muhtemelen hazır olacak.

Le café est prêt.

Kahve hazır.

- Il est prêt à partir.
- Il est prêt à y aller.

O gitmek için hazır.

- Tout est maintenant prêt pour vous.
- Tout est maintenant prêt pour toi.

Her şey şimdi sizin için hazırdır.

- Est-ce que le déjeuner est prêt ?
- Le déjeuner est-il prêt ?

Öğle yemeği hazır mı?

- Le dîner est-il prêt ?
- Est-ce que le dîner est prêt ?

Akşam yemeği hazır mı?

- Tom est-il prêt pour ça ?
- Tom est-il prêt pour ceci ?

Tom bunun için hazır mı?

- Avez-vous toujours besoin d'un prêt ?
- As-tu encore besoin d'un prêt ?

Hâlâ bir krediye ihtiyacın var mı?

Prêt à bâtir un avenir

bir gelecek inşa etmeye hazır olduğunuzu

Avec le sujet prêt ouvert

hazır konusu açılmışken

Le dîner sera bientôt prêt.

- Akşam yemeği yakında hazır olacak.
- Akşam yemeği kısa bir süre içerisinde hazır olacak.

Tout le monde est prêt.

Herkes hazır.

Il est prêt à travailler.

O çalışmaya hazırdır.

Le petit-déjeuner est prêt.

Kahvaltı hazır.

Mon linge est-il prêt ?

- Benim çamaşır hazır mı?
- Çamaşırım hazır mı?
- Benim çamaşırım hazır mı?

Qui est prêt pour davantage ?

Daha fazlası için kim hazır?

Je suis prêt à démarrer.

Ben başlamak için hazırım.

Qui est prêt à commander ?

Ismarlamak için kim hazır?

Es-tu prêt pour Halloween ?

- Cadılar Bayramı için hazır mısın?
- Cadılar Bayramı için hazır mısınız?

Je ne serai pas prêt.

Ben hazır olmayacağım.

Ça devrait être prêt mardi.

O salı günü hazır olmalı.

Es-tu prêt à commencer ?

Başlatmaya hazır mısın?

Ton passeport est-il prêt ?

Pasaportunuz hazır mı?

Tom sera-t-il prêt ?

Tom hazır olacak mı?

Je suis prêt à t'aider.

Sana yardım etmekten mutlu olacağım.

Le déjeuner sera bientôt prêt.

Öğle yemeği yakında hazır olacak.

Taro, le dîner est prêt.

Taro, yemek hazır.

J'avais un discours de prêt.

Hazırlıklı bir konuşma yaptım.

Je suis maintenant prêt, Tom.

Artık hazırım Tom.

Il ne sera pas prêt.

Hazır olmayacak.

Je suis prêt à commencer.

Başlamaya hazırım.

Tiens-toi prêt au pire !

En kötüsü için hazırlan.

Tom est prêt à aider.

Tom yardım etmeye hazır.

Ce n'est pas un prêt.

Bu bir borç değil.

- Est-ce prêt ?
- C'est fait ?

Tamam mı?