Examples of using "Pouvions" in a sentence and their turkish translations:
yapabilir diye düşündüm.
Onları nasıl harekete geçirebilir,
Tom'u bekleyemedik.
Gelememiştik.
- Daha fazlasını isteyemezdik.
- Tam istediğimiz gibi oldu.
Konuşabilip konuşamayacağımızı merak ediyordum.
Öve öve bitiremedik ha
Okuyabiliriz.
Biz onu yapamadık.
Elimizden geldiğince onlara yardım ettik.
nasıl tıpkı eski biçimde yaşamaya devam ederdik ki?
biz bir adım bile ilerleyemedik
Uzaktaki gemiyi görebiliyorduk.
Bunu yapabileceğimizi düşündüm.
Onlar için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu.
Biz ona yetişemedik.
Başka ne bekleyebiliriz?
Tom'un korktuğunu söyleyebiliriz.
Duyabildiğimiz bu şey öğrenmenin imzasıydı.
çünkü işlerin daha iyi olabileceğini biliyordum.
Eğer ki güldürebildiysek ve eğlendirebildiysek ne mutlu
Onun ona vurmasını engelleyemedik.
Elimizden gelen her şeyi yaptık.
Biz elimizden geleni yaptık.
Uzakta uluyan kurtları duyabiliyorduk.
Ben sokakta kimseyi görmedim.
yavaşlatmanın mümkün olup olmadığını görmeye karar verdik.
O tarihe sahip olsaydık iyi olurdu, çünkü
Durduğumuz yerden Biwa Gölü görülebiliyordu.
Yapabileceğimiz çok fazla bir şey yoktu.
Bunu yapabileceğimizi düşünmedim.
Sınırsız potansiyelimize nasıl erişebileceğimizi bilmek istedim.
onu orada açılamadık burada açıklayalım
kendisine ait bir görüntüye ise rastlayamadık
Şehrin ışıklarını uzaktan görebilirdik.
Onu yapamadık.
Konuşabileceğimizi düşündüm.
nasıl tekrar ulus olarak doğruyu başarabileceğimizi merak ettim.
Yapabileceğimiz tek şey ona katlanmaktı.
Allah elimizden gelen her şeyi yaptığımızı biliyor.
Kar fırtınası yüzünden dışarı çıkamadık.
Yağmurdan dolayı plaja gidemedik.
Sis çok yoğundu, her şeyi zorlukla görebildik.
Biz onu yapamadık.
Daha iyi yapabileceğimizi düşündüm.
Biz ufuktaki düşman gemilerini görebiliyorduk.
Daha sonra buluşabileceğimizi düşündüm.
Elimizden gelen her şeyi yaptık.
Ben gençken, nehirde yüzebiliyorduk.
Kapı kilitliydi ve içeri giremedik.
Yağmurdan dolayı dışarı çıkamadık.
İçeriden kilitli olduğu için kapıyı açamadık.