Examples of using "Portrait" in a sentence and their turkish translations:
Portreyi görüyorum.
Bu, rahmetli babamın bir portresi.
O, babasına benziyor.
Resimdeki dedesi.
Tom hık demiş babasının burnundan düşmüş.
Duvarda yaşlı bir adamın portresi asılıydı.
Duvarda Bob'un bir portresi var.
Büyükbabamın resmi duvardadır.
En son ne zaman cenaze töreninde paylaşılan bir selfie gödünüz?
- O tıpa tıp babasına benziyor.
- O, babasını kopyasıdır.
Arkadaşlarımdan biri iyi-tanınmış bir sanatçıyı onun karısının portresini yapması için görevlendirdi.
- Duvarımda büyükannemin bir resmi asılı.
- Duvarımda anneannemin bir fotoğrafı asılıdır.
Her erkeğin işi, ister edebi ya da müzik ya da bir resim ya da mimari ya da başka bir şey olsun, her zaman kendisinin bir portresidir.