Examples of using "Perdent" in a sentence and their turkish translations:
Zayıf insanlar kaybederler.
- Zaman kaybediyorlar.
- Boşa zaman harcıyorlar.
telef olup ölüp gidiyorlar
Ağaçlar yapraklarını çabucak kaybeder.
Yılanlar her yıl derilerini değiştirir.
Kızlar bakireliklerini gittikçe daha erken kaybediyor.
Ay'ın parlaklığı arttıkça süper sezgiler biraz atıl kalır.
İnsanlar keyfi kaybettiğinde ona giden geçitler topluyorum.
%80'i ne olduğu hakkında endişelenip vakit kaybetti
Kadınlar, onunla birkaç kelime konuştuktan sonra otomatikman ona olan ilgilerini kaybediyorlar.
Taksi sürücülerinin bile Tokyo'da sık sık kaybolduğunu duyuyorum.
Sinemalar, internet korsanlığı nedeniyle gittikçe gelir kaybediyorlar.
Birçok kanser hastası kemoterapiden dolayı saçlarını kaybeder.
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.