Examples of using "Parfaite" in a sentence and their turkish translations:
İllüzyon kusursuzdu.
O mükemmeldi.
Yanılsama mükemmeldir.
Mükemmeldin.
Geometrik olarak mükemmel bir eser
O mükemmel değil.
O, mükemmel kız.
- Yaşantım dört dörtlük.
- Hayatım mükemmel.
Cevabınız mükemmel olmaktan uzak.
Işık, tam doğru seviyede olmalıdır.
Hiçbiri kusursuz değil,
Onun İngilizcesi mükemmel.
Yaşam kusursuz değildir.
Biz mükemmel bir takım oluşturacaktık.
O benim için harika.
- Onun mükemmel dişleri var.
- Onun kusursuz dişleri var.
Sadece mükemmel olmak istiyorum.
O, her anlamda mükemmel.
Görme yeteneğim muhteşem olmasına rağmen.
Evet, bakın. Mükemmel ve küçük bir oyuk.
Yanıtınız mükemmel olmaktan uzak.
O elbise sizin için mükemmel.
Aç köpek balıkları için mükemmel bir saklanma yeri.
Mükemmel bir İngilizce iletişimi var.
Bu İngilizce kompozisyon mükemmel olmaktan uzak.
- Tam aradığım kadınsın.
- Benim için ideal kadınsın.
Tabii Yeni Dünya'daki domatesler henüz bulunmamışken
Bugün piknik için mükemmel bir gün.
- Merak etme, turp gibiyim.
- Seni temin ederim sağlığım mükemmel.
Mükemmeldin.
Senin için mükemmelim.
Tom mükemmel görünüyor.
Dikkatli ol. Burası tuzak için mükemmel bir yer.
İş için mükemmel görünüyorsun.
- Hiçbirimiz mükemmel değiliz.
- Hiçbirimiz mükemmel değil.
Mükemmel olmasını tek bir kusuru engelliyordu.
Bildiğim kadarıyla, mükemmel bir sağlığım var.
Sadece mükemmel olmak istiyorum.
Mükemmel değilim.
Mükemmel görünüyorsun.
eğer yörüngeleri her bir açıdan tam olarak uyumlu olmasaydı
Bu, pusu için mükemmel bir yerdir.
Bunun için mükemmel olurdun.
Bunun için mükemmel olacaksın.
Sen her şeyde mükemmelsin.
- Benim için kusursuzsun.
- Benim için mükemmelsin.
Kusursuz bir karar verdiğinizi gerçekten bildiğinize dair size bir söz veremem
Bunun mükemmel olduğunu düşünüyorum.
Bu sabah sağ salim geldim.
Tam bir aptal olduğumu düşünüyor olmalısın.