Examples of using "Parachute" in a sentence and their turkish translations:
Paraşüt, tank
Paraşütü açtım, şimdi enkazı bulma vakti.
Bir uçakta uçup paraşütle atlamak istiyorsanız "Sağ"a basın.
Atlayış tulumu ve serbest atlama, inanılmaz heyecan verici şeyler
Bir uçakta uçup paraşütle atlamak istiyorsanız "Sağ"a tıklayın.
Hadi piramitlere iç çamaşırımızla paraşütle atlamaya gidelim.
Kültür bir paraşüt gibidir: Eğer sende yoksa yere çakılırsın.
İyimserler de kötümserler de topluma katkıda bulunur. İyimserler uçağı, kötümserler paraşütü icat eder.