Examples of using "Débris" in a sentence and their turkish translations:
Beni enkazdan oldukça uzağa sürüklüyor.
Enkaz hâlâ çok uzakta.
Moloz sokakları kirletti.
Evet, kesinlikle uçak enkazına benziyor.
Tom enkazdan yara almadan kurtuldu.
Paraşütü açtım, şimdi enkazı bulma vakti.
ve sonra da bu kenardan, o enkazın yanına ineceğiz.
O yöndeki enkazın izinden mi gideceğiz?
Enkaz planına mı bağlı kalacağız,
Hâlâ enkaza çok yakın olduğumuzu hissetmiyorum.
Kırılan tabağın parçalarını topladı.
Bir hostes enkazdan kurtarıldı.
Doğuya, enkazı gördüğüm yere gidiyoruz.
Ne yapacağız? O yöndeki enkazın izinden mi gideceğiz?
enkaz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu nedir?
ama sanırım enkaz dört buçuk kilometre doğuda kalıyor.
Rüzgâr sayesinde, enkazın altı kilometre batısına savrulduk.
Tamam, şuradan yolumuza bir bakalım. Enkaz şurada olmalı.
Bu metal aradığımız enkaz olmadığına göre, yeni bir plan geliştirmeliyiz.
Enkaz planına mı bağlı kalacağız, öncelikle suyumuzu mu tazeleyeceğiz?
Bir uçuş görevlisi yolcu uçağının enkazından kurtarıldı.
kanyon yarığından halatla inip enkaza o şekilde mi ulaşmaya çalışacağız?