Translation of "N’a" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "N’a" in a sentence and their turkish translations:

Tom n’a pas bronché.

Tom geri çekilmedi.

- Tom n’a pas l’étoffe d’un professeur.
- Tom n’a pas l’étoffe d’un enseignant.

Tom bir öğretmen olmak için gerekenlere sahip değildir.

Tom n’a pas encore répondu.

Tom hâlâ yanıt vermedi.

Il n’a pas admis la défaite.

O, yenilgiyi kabul etmedi.

Il n’a jamais regardé en arrière.

O asla arkasına bakmadı.

Il n’a personne avec qui jouer.

Birlikte oynayacak kimsesi yok.

Tom n’a pas dormi de la nuit.

- Tom bütün gece yatmadı.
- Tom tüm gece ayaktaydı.

Ken n’a pas plus de dix livres.

Ken'in en fazla on kitabı vardır.

Tom n’a pas la carrure du patron.

Tom patron olmak için gerekenlere sahip değil.

Tom n’a plus besoin de notre aide.

Tom'un artık yardımımıza ihtiyacı yok.

En fait, l’argent n’a pas tellement de valeur.

Aslında, para önemli bir şey değil.

Ça n’a rien à voir avec la popularité.

Popülerliğin onunla hiç ilgisi yok.

N’a-t-il donc pas promis qu’il reviendrait ?

O, döneceğini vaat etmedi mi?

Tom n’a pas l’étoffe d’un pilote de course.

Tom bir yarış otomobili sürücüsü olmak için gerekenlere sahip değildir.

Il n’a pas hésité à tuer son frère.

- O öz kardeşini gözünü kırpmadan öldürdü.
- Kendi öz kardeşinin canına kıyarken bir saniye tereddüt etmedi.

En se la répétant, on n’a plus envie d'agir.

Sadece bunları söyleyerek hiçbir şey yapmadan yaşanabileceği

Non, on n’a pas recruté d'expert pendant des années.

Hayır, senelerdir kıdemli birini işe almadık.

Il n’est pas marié, n’a aucun enfant et nul ami.

Onun eşi, çocukları ve arkadaşları yok.

Elle n’a donc jamais mis en place de filet de sécurité.

O yüzden doğa uykuya karşı bir güvenlik önlemi oluşturmadı

N’a jamais dû faire face au défi que représente la perte de sommeil.

uyku yoksunluğu denen bu şeyle uğraşmak zorunda kalmadı.

Le Temps n’a d’autre fonction que de se consumer : il brûle sans laisser de cendres.

Zamanın kendini tüketmekten başka hiçbir işlevi yoktur. Kül bırakmadan yanar.

Aucun des personnages qui ont trempé dans la mort de Pierrette n’a le moindre remords.

Pierrette'nin ölümüyle ilgili olanların en ufak pişmanlıkları yoktu.

C’est vrai que Mochida a fait de son mieux, mais il n’a pas été assez vigilant.

Mochida'nın elinden geleni yaptığı doğru ama yeterince dikkatli değildi.

Pourquoi sanctionner un élève qui n’a pas fait un travail qui était trop difficile pour lui ?

Neden bir öğrenci onu çok zorlayan bir işi yapamadığı için cezalandırılır?

Irakien a annoncé le projet de commencer La phase de travail et d’arrêt qui n’a pris fin

hükümeti projenin başlayacağını duyurdu Bugüne kadar bitmeyen çalış-dur aşaması

Mon voisin est fâché contre moi, car il n’a pas su me convaincre de lui acheter sa vieille voiture.

Komşum beni eski arabasını ondan almama ikna edemediği için bana kızdı.