Examples of using "Montré" in a sentence and their turkish translations:
Bunu sana gösterdim mi?
O, resmi sana gösterdi mi?
tüm kişisel değerlerimi
Kimse gelmedi.
O, sana resmi gösterdi mi?
Sen kötü bir örnek oldun.
Mary mektubu bana gösterdi.
O, albümünü bana gösterdi.
O, bana resmini gösterdi.
Tom bana onu nasıl yapacağımı gösterdi.
Tom bana odasını gösterdi.
O, bana odasını gösterdi.
Bana bahçesini gösterdi.
Tom bize yöntemini gösterdi.
O bana albümünü gösterdi.
Onlar bana bir sürü güzel fotoğraflar gösterdi.
Tom, Mary'ye fotoğrafı gösterdi.
Bunu birkaç kez izledik sonra
Bu deneyle gösterdiğimiz gibi,
Yıl 1984'ü gösterdiğindeyse
O, henüz ortaya çıkmadı.
Beklenenin tersine dönmedi.
O bize birkaç resim gösterdi.
Ona odamı gösterdim.
Tom bana fotoğraf albümünü gösterdi.
Carl bana altın madalya gösterdi.
O ona fotoğrafımı gösterdi.
O bize fotoğraflar gösterdi.
Bana yeni arabasını gösterdi.
Tom, Mary'yi gösterdi.
Tom sana ne gösterdi?
Tom'a odamı gösterdim.
Bir 2019 EdBuild raporu gösterdi ki
Yine bu çalışmada şunu gösterdik ki
O bana çok sayıda güzel fotoğraflar gösterdi.
O, gizlice bana onun resmini gösterdi.
Kız kardeşim bana yeni bir saat gösterdi.
Kapıda biletimi gösterdim.
Tom bana Mary'nin resmini gösterdi.
O, bize güzel bir şapka gösterdi.
O, bana özel olarak resmini gösterdi.
Dan polisle işbirliği yaptı.
Tom Mary'nin mektubunu bana gösterdi.
Onu ebeveynlerine gösterdin mi?
Damon bana pul albümünü gösterdi.
Bana bir sürü güzel fotoğraflar gösterdiler.
Tom ne kastettiğini bana gösterdi.
O bir sürü yetenek gösterdi.
Annelerimiz bize nasıl göz kırpacağımızı öğretti.
Ümit ettiğimiz şey, size bu metodu göstererek
Sonuçlar risk almaya alışmanın gerçekten de ergenin duygusal
Ona patronun kim olduğunu gösterdim.
Bana İngilizce yazılmış bir mektup gösterdi.
Piyanoda büyük yetenek gösterdi.
Bir atı nasıl süreceğimizi bize gösterdi.
Sana yeni Mastengimi göstermedim mi?
Onu bana gösterdi.
Arkadaşlarıma bu resimli kartpostalları gösterdim.
Bana bu kamerayı nasıl kullanacağımı gösterdi.
Ben adamla karşılaştım, bana yol gösterdi.
Hasta, dilini doktora gösterdi.
Tom bize fotoğraf albümünü gösterdi.
Bana fotoğraf albümünü gösterdi.
bu çalışmanın beyin sarsıntısı ile titreme arasında
Tom ona Noel Baba'dan gelen mektubu gösterdi.
Tom hiç gözükmedi.
Keiko bize her zamanki gibi hoş bir gülümseme gösterdi.
Tom Mary'ye John'un fotoğrafını gösterdi.
- Ona lisesinin bir resmini gösterdi.
- Ona gittiği lisenin bir resmini gösterdi.
Görünmedi.
Tom yardımseverdi.
Onu sana gösterdiğime inanamıyorum.
Hikâyelerimizin değeri olduğunu kanıtladık.
Hapishanede Nazi Soykırımı hakkında bir film gösterildi.
Bize karantinayı öcü gibi gösterdi
60 yıldan uzun süren uluslararası çalışma bize gösterdi ki;
Bugün kimse gelmedi.
O bana annesinin bir kız öğrenci olarak resmini gösterdi.
O her zaman bir şey tartışmak için hazır görünüyordu ve çok hoşgörülüydü.
Bana yanlışlarımı gösterdiğin için sana içtenlikle teşekkür ederim.
Onu ebeveynlerine gösterdin mi?
Onlar bunu şirketimize gösterdi.
ve bana fabrikayı gezdiren, üretimden sorumlu Rich.
sinema hayatında bir büyüme gösteriyordu Kemal Sunal