Examples of using "Tableau" in a sentence and their turkish translations:
Resmini seviyorum.
Tahtaya bakın.
Tablon var mı?
Bu benim resmim.
Tabloyu as.
Bu bir resim.
Herkes tahtaya baksın.
Sana bir resim yapayım.
Bu eski bir resim.
Bu sadece bir tablo.
Bu güzel bir tablo.
Bu resmi nasıl elde ettiniz?
Senin için bir resim yaptım.
hepsi büyük resmin birer parçasıydı.
Öğretmenimiz tahtaya çıktı.
Resim eğri asılmış.
Nihayet, bir resim bitirdim.
Resim neredeyse bitti.
Öğretmen tahtaya yazıyor.
O, orijinal bir tablo mu?
Bu enfes bir küçük tablodur.
O gerçekten iyi bir tablo.
Tom tahtaya yazı yazıyor.
Cümleni tahtadakiyle karşılaştır.
Bu resmi yapan kişi benim.
Bu tabloyu biraz daha yakından inceleyelim
O onun yaptığı resimdir.
Bu resim şimdiden satıldı.
Bu tablo henüz tam değil.
O, tahtaya ne çizdi?
Bu tabloya bir çivi çakın.
Bu resim hangi dönemden?
Profesör tahtanın önündedir.
Tahta profesörün arkasındadır.
Bu tablo Pikaso'ya atfedilmiştir.
Bu resime bak.
Bu tablo Monet'e atfedilmiştir.
Ann tahtaya bir şeyler yazdı.
Bu güzel resmi kim yaptı?
Çiviyi tahtaya çak.
Bu tabloda kaç satır var?
Picasso, 1950 yılında bu resmi yaptı.
Resmi neredeyse bedavaya aldı.
Bu tablonun değerini belirlemek isterim.
Tom duvardaki tabloya baktı.
Çevirini tahtada olanla karşılaştır.
Öğretmen için kara tahtayı sildim.
Bu resmi kimin yaptığını biliyorum.
Duvarda bir tablo var.
Bu tabloyu çalan benim.
Bu Mary'nin yaptığı resim.
Tahtada yazılı olan benim adımdı.
Bu tabloyu satın alma; sahte.
Tahtada ne yazılı olduğunu okuyabiliyor musun?
Bu resimde neler olduğuna bakalım.
Bu tabloda İsa havarileriyle beraber yemek yiyor
Bu tabloda en çok dikkat çekenlerden bir tanesi ise
Çocuk bir resim çizmekten zevk aldı.
Resme bakın.
O resme baktı.
Bir kara tahta, siyah olmak zorunda değildir.
Bu resmi kimin yaptığını keşke bilsem.
Burada genel görünüme bakman gerekiyor.
Bana resmi kimin yaptığını sordu.
Soldaki kişi resmin dengesini bozuyor.
Bu resmi görünce hep ağlarım.
Bu resmi yaptığımda 23 yaşındaydım.
Sanırım bu resmi kimin yaptığını biliyorum.
Resmim oldukça hoş görünmeye başlıyor.
Bana resmi gösterir misin?
Resmin arka planında bir kale var.
Ne güzel bir manzara!
Öğretmen tahtaya işaret etti.
Tahtadaki sözcükleri kelimeleri göremiyorum.
Resim çarpık.
Tom, Mary'nin resimlerinden hiçbirini almayacağını söyledi.
O tabloyu o zaman satın alsaydım, şimdi zengin olurdum.
Bu resmi daha önce gördüm.
Bu arabanın gösterge paneli tamamen elektroniktir.
O tablo kaç yıllık?
Onun bir Picasso'su var.
Bu tabloyu satın almış olsaydım, şimdi zengin olurdum.
Bu resmi kim yaptı?
O tabloyu bir süre önce yaptı.
Bir açık artırmada tablo satın aldım.
Tahta ne kadar kalın?
O, bir köpek resmi yaptı.
Önde gelen bir uzman resmi tasdik etmek için içeriye getirildi.
Resmin fiyatı 10 lira.
Tahtaya ne yazdıysa aynen defterime geçirdim.
Hiç kimse resmin baş aşağı asılı olduğunu fark etmedi.
Şu resme bak.
Bu çok güzel bir resim.
Senin aradığın fotoğrafı buldum.
O sadece eğlence için periyodik tabloyu ezberledi.
Elini her yıkadığında, ekrandaki rakamlar yukarı çıkıyor
- Resmin bütününe bakmıyorsun.
- Bütün resme bakmıyorsunuz.