Examples of using "Malheur" in a sentence and their turkish translations:
ve mutsuzluğumuzu da aynı şekilde dış kaynaklardan
mutsuzluğumuz için suçlamayı bırakmalıyız.
üstelik el birliğiyle yazıklar olsun size
Aksilikler asla tek başlarına gelmezler.
''Mutluluk ve mutsuzluk,
- Yazık.
- Ne yazık!
Siyah kediler kötü şanstır.
- Bir felaket, tek başına asla gelmez.
- Felaketler hep peş peşe gelirler.
Kırık bir ayna kötü şans getirir.
veya hayatınızdaki mutsuzluğu attığınızı.
Onu söylemek uğursuzluk getirir.
- Savaş mutlaka mutsuzluğa neden olur.
- Savaş mutlaka mutsuzluğa sebep olur.
- Savaş mutlaka mutsuzluğa sebebiyet verir.
zihinsel durumumuzun o anki halidir.
ve sonra da şanssızlıkları için kaybedenleri suçluyor.
Japonya'da, 4 uğursuz bir sayıdır.
Herkes bir kazananı sever.
Bazı insanlar siyah kedilerin kötü şans getirdiklerine inanırlar.
Bazı insanlar on üç sayısının kötü şans getirdiğine inanırlar.
Mutluluk istiyoruz ama mutsuzluk bizi hep kovalıyor.
Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.
O onun sesini duyduğunda onun mutsuzluğu mutluluğa döndü.
Kimini mutlu kılan şey, diğerini huzursuz eder.
Ebeveynlerim dizlerinin üstünde yürümenin kötü şans olduğunu söyledi.
Napolyon, "Berthier orada olsaydı, bu talihsizlikle karşılaşmazdım" dedi.
Bazı insanların neden kara kedilerin uğursuz olduğunu düşündüğünü merak ediyorum.
Daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.
- Her işte bir hayır vardır.
- Her gecenin bir sabahı vardır.
- Gün gelir, devran döner.