Examples of using "N'arrive" in a sentence and their turkish translations:
Bu asla olmaz.
Göremiyorum.
Bu sık sık olmaz.
Bu neredeyse hiç olmaz.
O, ambulans gelmeden önce öldü.
Ben hatırlayamıyorum.
Sana inanamam.
Onu bulamıyorum.
Seni takip edemiyorum.
- Bir felaket, tek başına asla gelmez.
- Felaketler hep peş peşe gelirler.
Hiçbir şey göremiyorum!
Teşhis edemiyorum.
Uyuyamıyorum.
İnşallah, bu olmayacak.
Bunu sindiremiyorum.
Seni iyi duyamıyorum.
Bu kodu kıramam.
Sensiz çalışamayız.
Şunu biliyor muydunuz?
Buna inanamıyorum.
O saat dokuzdan önce asla görünmez.
Ona tahammül edemiyorum.
Onu kontrol edemiyorum.
Kendimi kontrol edemiyorum.
O kendini kontrol edemiyor.
O kendini kontrol edemiyor.
Tom kendini kontrol edemez.
Onu kımıldatamıyorum.
Onu tekrar yapamam.
Bunu tekrar yapamam.
Bunu tamir edemem.
Kalkamıyorum.
Onlarla baş edemiyorum.
Nedenini hayal bile edemiyorum.
Gerçekten anlayamıyorum.
Ne? Seni duyamıyorum.
Marika'yı unutamıyor.
Marika'yı unutamıyorum.
Dengeyi bulamıyorum.
Ben Tom'u bulamıyorum.
Onu tanımıyorum.
Mary karar veremiyor.
Hapşırmayı durduramıyorum.
Ben ona inanamıyorum.
Çözemedim gitti.
Sağlıklı düşünemiyorum.
Ben bile ona inanamıyorum.
O onu yapamaz.
Vazgeçtiğine inanamıyorum.
O, onu yapamaz.
Ben sağ kolumu bükemiyorum.
Seni bazen sadece anlayamıyorum.
Çantamı bulamıyorum.
Bu işi yalnız yapamam.
Burada olduğuna inanamıyorum.
Seni dinlediğime inanamıyorum.
güç iyileşmesine kronik yara denir.
Hiç uyuyamıyorum!
O, çocuklarıyla baş edemiyor.
Ben onunla geçinemiyorum.
Ben çantamı bulamıyorum.
Hiçbir yerde bulamıyorum.
O gülmeyi bırakamaz.
İzlemekten vazgeçemiyorum.
Soluk alamıyorum.
Artık bu problemle uğraşamam.
- Öyle çekip gidemem.
- Öylece elimi kolumu sallayıp gidemem.
Yalancılara katlanamam.
Bunu tamamen anlayamıyorum.
İyi bir değişiklik asla çok geç gelemez.
Saatimi bulamıyorum.
Onun duygularını anlayamıyorum.
Hiç kimse büyük kutuyu oynatamaz.
- Şivesini bir yere oturtamadım.
- Nerenin aksanıyla konuştuğunu kestiremedim.
Gerçekten bunu anlayamıyorum.
Bu problemi çözemiyoruz.
Bu kodu kıramam.
Tavana ulaşamıyorum.
Bazen tren zamanında gelmez.
Bu şişeyi açamıyorum.
Mesajı deşifre edemiyorum.
Onu hâlâ anlayamıyorum.
Restoranı bulamıyorum.
Demiryolu istasyonuna geç gelme.
Arabamı çalıştıramıyorum.
Bu sorunu nasıl çözeceğimi bilmiyorum.
Bu şiiri anlayamıyorum.
Ne kadar güzel olduğuna inanamıyorum.
Oraya nasıl gideceğimi hatırlayamıyorum.
Bunun olduğuna inanamıyorum.
Neler yaşadığını hayal edemiyorum.
Öğle yemeği için ne yiyeceğime karar veremiyorum.