Translation of "Malentendu" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Malentendu" in a sentence and their turkish translations:

Ou malentendu

veya yanlış anlama olduğunu düşündü

Tout est un malentendu.

Bunun tümü bir yanlış anlaşılma.

C'est juste un malentendu.

Bu sadece bir yanlış anlama.

- Je suis sûr que c'est un malentendu.
- Je suis sure que c'est un malentendu.
- Je suis certain que c'est un malentendu.
- Je suis certaine que c'est un malentendu.

Bunun bir yanlış anlama olduğuna eminim.

Tout a été un malentendu.

Bunun hepsi bir yanlış anlamaydı.

Ce n'était vraiment qu'un malentendu.

Bu gerçekten sadece bir yanlış anlaşılmaydı.

Essayons de dissiper ce malentendu.

Bu yanlış anlaşılmayı düzeltmeye çalışalım.

S'agissait-il d'un simple malentendu ?

Yalnızca bir yanlış anlamamıydı?

- Il doit y avoir un malentendu.
- Il doit y avoir un quelconque malentendu.

Bir yanlış anlama olmalı.

- Je suis sûr que ce n'est qu'un malentendu.
- Je suis convaincu qu'il s'agit d'un malentendu.
- Je suis convaincue qu'il s'agit d'un malentendu.

Bunun yalnızca bir yanlış anlama olduğuna eminim.

Je suis désolé pour ce malentendu.

Hatam hakkında üzgünüm.

Tout ça est un grand malentendu.

Bu kocaman bir yanlış anlaşılma.

Il doit y avoir un malentendu.

Bir yanlış anlama olmalı.

Tout ça est un énorme malentendu.

Bu tamamen büyük bir yanlış anlama.

Il y a eu un malentendu.

Bir yanlış anlaşılma vardı.

Ce problème repose sur un malentendu.

Bu problem bir yanlış anlamaya dayalıdır.

- Je suis sûr que ce n'était qu'un malentendu.
- Je suis sure que c'était juste un malentendu.

Bunun sadece bir yanlış anlaşılma olduğundan eminim.

- Je suis sûre que c'est juste un malentendu.
- Je suis sûr qu'il s'agit seulement d'un malentendu.

Bunun sadece bir yanlış anlama olduğundan eminim.

Tout ça, ce n'est qu'un grand malentendu.

- Büyük bir yanlış anlama oldu.
- Büyük bir yanlış anlaşılma olmuş.

- C'est un malentendu.
- Il s'agit d'une incompréhension.

Bu bir yanlış anlama.

Tout cela ne fut qu'un gros malentendu.

- Bunun tamamı sadece büyük bir yanlış anlaşılmaydı.
- Bu sadece büyük bir yanlış anlamaydı.

Je pense qu'il y a eu un malentendu.

Sanırım bir yanlış anlama var.

Il doit y avoir un malentendu entre nous.

Aramızda bir yanlış anlama olmalı.

Je pense qu'il y a eu comme un malentendu.

Ben burada bir yanlış anlama olduğunu düşünüyorum.

- C'est un quiproquo.
- C'est une équivoque.
- C'est une méprise.
- C'est un malentendu.

Bir yanlış anlama var.