Examples of using "Loupé" in a sentence and their turkish translations:
Akşam yemeğini kaçırdım.
Sen tekneyi kaçırdın.
Tren gitti.
O, şansını kaçırdı.
Bir noktayı kaçırdın.
O, fırsatı kaçırdı.
Biz tekneyi kaçırdık.
Biz çıkışı kaçırdık.
Onlar fırsatı kaçırdılar.
Ne yazık ki, bütün eğlenceyi kaçırdım.
En sevdiğim diziyi kaçırdım.
Onun öpücüğünü özledi.
O, fırsatı kaçırdı.
Bu filmi seyretmeyi kaçırdım. Sen onu seyrettin mi?
Sırayı kaçırdım mı?
Ne kaçırdım?
Önemli bir randevuya yetişemedi.
Bir şey kaçırdım mı?
Sen çok şey kaybettin.
Çok şey kaçırdım mı?
Uçak seferimi kaçırdım.
Durağımı kaçırdım.
Bir fırsat daha kaçırdım.
Çok geç geldim ve treni kaçırdım.
O, uçuşunu kaçırdı.
Sen toplantıyı kaçırdın.
Iskaladın.
Bunu daha önce kaçırdığıma inanamıyorum.
Kendime “ne yaptım ben? Nerede yanlış yaptım?” diyordum.
Otobüsü kaçırdım.
O, uçağını kaçırdı.
Önemli bir randevuyu kaçırdı.
Son teslim tarihini kaçırdılar.
O son teslim tarihini kaçırdı.
Son teslim tarihini kaçırdık.
Son teslim tarihini kaçırdı.
Treni kaçırdım. Daha erken gelmiş olmam gerekirdi.