Examples of using "Touche" in a sentence and their turkish translations:
Dokun bana
Değmesin!
Ona dokunma.
Ona dokunma.
Ona dokun.
Arabama dokunma.
Shift tuşuna basın.
birisine dokunursa
Bana dokunma!
- Ona haftalık ödenir.
- Maaşını haftalık olarak alıyor.
Tabloya dokunmayın!
Hesaplarımdan elini çek.
Tuşa dokunma.
- Ona dokunma.
- Şuna dokunma.
Giriş tuşuna basın.
- Ona dokunma.
- Şuna dokunma.
F5 anahtarı ne yapar?
Buna dokunma!
Dokundu, hissetti, tadına baktı.
Elbiseniz ıslak boyaya dokunuyor.
Ona çok iyi bir maaş ödeniyor.
Bana dokunma, üstümü kirleteceksin!
Sonsuzluk için başlayanlar, kenarda kalırlar.
Bisikletime dokunma.
- Toplantı bitmek üzere.
- Buluşma birazdan sona erecek.
- Tom'un maaşı dolgun.
- Tom çok iyi maaş alıyor.
Mary'nin yaptığı pasta börekler usta aşçıları aratmıyor.
Lütfen dokunmayın.
Ona dokunma.
Benim kamerama dokunmayın.
Devam etmek için bir tuşa basın.
O mavi butona dokunma.
Dokunma. Olduğu gibi bırak.
- Kızıma dokunma!
- Kızıma dokunmayın!
Ellerini bisikletimden uzak tut.
Bazen bir deniz mahsulüne dokunduğumda
Hiçbir şeye dokunma.
Bunu hisset.
Tom benim kendisine dokunmamı istemedi.
Yaz kayboluyor ve kış yaklaşıyor.
Bana dokunma.
- Çek elini!
- Çek ellerini!
- Son rötuşları yapıyorum.
- Son dokunuşları yapıyorum.
Tom Mary'nin ona dokunmasını istemiyor.
Sobaya dokunma.
Bana dokunma ve benimle konuşma.
O noktaya dokunduğunuz anda, kurtarılmaya hazırsınız demektir.
Bilgisayara dokunma!
Toplantı neredeyse bitmek üzere.
- Cam dokunmayın.
- Cama dokunma.
- Bardağa dokunma.
Erkek kardeşim dışarı çıktı.
Gurur, kibre dönme eğilimindedir; ki o da deliliğin yakın akrabasıdır.
Hey, hiçbir şeye dokunma!
Hayaller kişiliklerimizin mihenktaşıdır.
O iyi bir maaş alır.
Bu pantolon çok fazla uzun. Neredeyse yere dokunuyor.
Sormadan bir şeye dokunmayın.
Günün sonu yaklaştıkça... ...saatte 1.000 kilometreden büyük bir hızla...
ve voltaj ona çarptığında, açılır ve suyu salar,
O tuşa dokunma!
O kitaba dokunma.
Ben şimdi son rötuşları yapıyorum.
Eşyalarıma dokunma!
Buna dokunmayın lütfen.
O kadrana dokunmayın.
- O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.
- Gökyüzünün Dünya'ya temas ettiği noktayı bulmak için bir arayışa girdi
Islak boyaya dokunmayın.
Bana dokunma, seni domuz!
Kirli ellerinizle buna dokunmayın.
Lambaya açmak için bir, kapatmak için iki kez dokunun.
O hayvanla temas edince bir şeyler oluyor. Ama bir noktada nefes alman gerek.
O, çıkartma düğmesi. Ona dokunma.
Onun bana dokunmasını istemiyorum.
Buna dokun. Gerçekten yumuşak.
Noel için evimize gelebilir misin? Bilmiyorum, karıma bundan bahsedeceğim ve sana söyleyeceğim.
Kitaplarımı kirli ellerinle tutma.