Examples of using "Désespoir" in a sentence and their turkish translations:
Ben sık sık umutsuzluk tarafındn ele geçirildim.
Ancak, ilk kez, bu beni umutsuzlukla doldurmadı.
Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
suçluluk ya da çaresizlikten ya da daha az makul bir şekilde, Fransız kralcı ajanlar tarafından öldürüldüğüne inansa da .