Examples of using "Déprimant" in a sentence and their turkish translations:
O bunaltıcıydı.
Bu iç karartıcı.
Bu çok iç karartıcı.
Bu çok iç karartıcı.
Bu gerçekten iç karartıcıydı.
O bunaltıcı mı?
Şimdiye kadar, oldukça iç karartıcı, değil mi?
O iç karartıcı görünüyor.
Bu iç karartıcı bir yer.
Hava dün çok kötüydü.
Biri güzel, akıllı ve komikti, diğeri çirkin, aptal ve iç karartıcıydı.