Examples of using "D'écouter" in a sentence and their turkish translations:
içerisinde bulunduğumuz
Dikkatli dinlemeni öneririm.
Tom Mary'yi dinlemeyi reddetti.
Dinlemeye devam.
Radyo dinlemeyi durdurdum.
Tom'u dinlemekten bıktım.
Albümü dinlemeyi neredeyse bitirdim.
Senin özürlerini dinlemeyi reddediyorum.
Dikkatli dinlemen için sana yalvarıyorum.
Ona, onun tarafından doktorunu dinlemesi tavsiye edildi.
Onun şikâyetlerini dinlemekten usandım.
Onun uzun konuşmasını dinlemekten usandım.
CP: Sizler bunu bilmezsiniz.
Senin şikayetlerini dinlemekten yoruldum.
Ben palavra dinlemekten bıktım.
Doktorunu dinlemeni tavsiye ederim.
Biz dinlemiyoruz.
Dinlemiyordum.
Senin dinlediğini unuttum.
Biz radyo dinliyoruz.
İngilizce programlar dinlerdim.
Ama size kısaca bir önce müziğini dinleteyim
TV izlemek yerine iskâmbil oynayalım.
Tom müzik dinliyor.
Onun tek zevki müzik dinlemektir.
Çocuk, müzik dinliyor.
Hobim müzik dinlemektir.
Müzik dinliyorum.
O, müzik dinliyordu.
Oğlan radio dinleyerek uzanmıştı.
Yüksek sesle müzik dinlemeye dayanamıyorum.
Sadece o şarkıyı dinlemek bana seni düşündürüyor.
O, söylediğim bir sözü bile dinlemez.
Eskiden gece çok geç saatlerde radyo dinlerdim.
Ben bunu sadece bir kez söyleyeceğim, bu yüzden daha iyi dinle.
Tom'a bunu anlatmaya çalıştım ama o beni dinlemeyi reddetti.
Belki de benim görevim; evrenin bana gösterdiklerini dinlemek
Bilgili bir kişiyi dinlemek harika.
Videoyu on saniye izleyince kendimi akıl hastanesinden kaçan adamı dinliyormuş gibi hissettim
Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.