Translation of "Croit" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Croit" in a sentence and their turkish translations:

- Qui croit cela ?
- Qui croit ça ?

Ona kim inanıyor?

- Aucun ne me croit.
- Personne ne me croit.

Kimse bana inanmıyor.

Il croit qu'il

Yapacağına inanıyor

Tom te croit.

Tom sana inanıyor.

Tom le croit.

Tom ona inanıyor.

Tom croit Marie.

Tom, Mary'ye inanıyor.

Tom me croit.

Tom bana inanır.

Tom croit cela.

Tom ona inanıyor.

Heather me croit.

Heather bana inanır.

Marie y croit.

Mary ona inanır.

- Il croit qu'il sait tout.
- Il croit tout savoir.

- O her şeyi bildiğini düşünüyor.
- O her şeyi bildiğini sanıyor.

- Elle me croit toujours.
- Elle croit toujours en moi.

O her zaman bana inanır.

- Tom croit que Marie est innocente.
- Tom croit Marie innocente.

Tom Mary'nin masum olduğuna inanıyor.

Il croit aux fantômes.

Hayaletlerin varlığına inanıyor.

Elle me croit toujours.

O, bana her zaman inanır.

Personne ne le croit.

Hiç kimse ona inanmıyor.

Personne ne la croit.

Kimse ona inanmıyor.

Il croit tout savoir.

Her şeyi bildiğine inanıyor.

Il croit au surnaturel.

O, doğaüstüne inanır.

Personne ne te croit.

Hiç kimse sana inanmıyor.

Qui croit en Dieu ?

Kim Allah'a inanıyor?

Personne ne me croit.

Kimse bana inanmıyor.

Tom croit en Dieu.

Tom Tanrı'ya inanıyor.

Elle croit qu'il est innocent.

Onun masum olduğuna inanıyor.

Tom croit que c'est vrai.

Tom onun doğru olduğunu düşünüyor.

Thomas croit que Marie ment.

Tom Mary'nin yalan söylediğini düşünüyor.

Il croit pouvoir le prouver.

O, onu kanıtlayabileceğine inanıyor.

Tom croit-il en Dieu ?

Tom, Tanrı'ya inanır mı?

Tom croit-il aux miracles ?

Tom mucizelere inanıyor mu?

Personne ne le croit innocent.

Onun masum olduğuna kimse inanmıyor.

Il croit au Père Noël.

O, Noel Baba'ya inanıyor.

Tom ne croit plus Mary.

Tom artık Mary'ye güvenmiyor.

Tom ne croit plus personne.

Tom artık kimseye güvenmiyor.

Tout le monde le croit.

Herkes ona inanıyor.

Tom ne le croit pas.

Tom buna inanmıyor.

Tom n'y croit toujours pas.

Tom hâlâ ona inanmıyor.

Personne ne croit plus cela.

Artık kimse ona inanmıyor.

- Elle croit que son fils est encore vivant.
- Elle croit son fils encore vivant.

Oğlunun hâlâ hayatta olduğuna inanıyor.

- Tom croit que je suis son ennemi.
- Tom croit que je suis son ennemie.

Tom onun düşmanı olduğumu düşünüyor.

Elle croit tout ce qu'il dit.

O, onun her söylediğine inanır.

On croit qu'il a réussi l'examen.

Onun sınavı geçtiğine inanılmaktadır.

Il ne croit pas en Dieu.

- O Tanrıya inanmıyor.
- O Allah'a inanmaz.

Personne ne croit plus à ça.

Artık kimse ona inanmıyor.

Pourquoi personne ne me croit-il ?

Neden kimse bana inanmıyor?

Elle croit qu'elle a toujours raison.

O her zaman kendisinin haklı olduğuna inanır.

Elle ne croit pas en Dieu.

O, Tanrı'ya inanmaz.

Il me croit tout le temps.

O her zaman bana inanır.

Mon fils croit au Père Noël.

Oğlum Noel Baba'ya inanıyor.

Elle le croit, quoi qu'il dise.

O ne söylerse söylesin o ona inanır.

Tom croit que Mary a tort.

Tom Mary'nin hatalı olduğuna inanıyor.

Marie croit au pouvoir de l'amour.

Mary aşkın gücüne inanır.

Tom croit toujours au Père Noël.

Tom hâlâ Noel Baba'ya inanıyor.

- Personne ne croit aux fantômes de nos jours.
- De nos jours, personne ne croit aux fantômes.

Bugünlerde hiç kimse hortlaklara inanmıyor.

- Tom croit à l'égalité entre les hommes et les femmes.
- Tom croit à l'égalité des sexes.

Tom, kadınlar ve erkekler arasında eşitliğe inanır.

Cette fille croit encore au Père Noël.

Kız hâlâ Noel Baba'ya inanmaktadır.

Il ne me croit pas du tout.

O bana hiç inanmıyor.

Ma confiance dans la prochaine génération croit.

Bir sonraki nesile olan inancım artıyor.

Mon ami ne croit pas aux fantômes.

Arkadaşım hayaletlere inanmaz.

Tom croit tout ce que dit Mary.

Tom Mary'nin her söylediğine inanıyor.

Personne ne croit que c'est une blague.

Hiç kimse bunun bir şaka olduğunu düşünmüyor.

Personne ne croit ce que je dis.

Kimse dediğime inanmaz.

Il croit tout ce que je dis.

O, söylediğim her şeye inanır.

Mon fils croit toujours au Père Noël.

Oğlum hâlâ Noel Baba'ya inanıyor.

Tom croit que Mary a été assassinée.

Tom, Mary'nin öldürüldüğüne inanıyor.

Il ne croit pas au réchauffement climatique.

Küresel ısınmaya inanmaz.

Elle se croit le centre de l'univers.

O, evrenin merkezi olduğunu düşünüyor.

Il croit être le centre de l'univers.

O, evrenin merkezi olduğunu düşünüyor.

Il croit chaque mot que je dis.

Söylediğim her söze inanır.

Tom croit tout ce que je dis.

Tom söylediğim her şeye inanır.

Quiconque se rend à l'église croit en Dieu.

Kiliseye giden herkes Tanrı'ya inanıyor.

Ce n'est pas aussi simple qu'on le croit.

İnsanların düşündüğü kadar kolay değil.

Tom croit à la vie après la naissance.

- Tom doğumdan sonra yaşama inanır.
- Tom doğumdan sonra yaşama inanıyor.

Un voleur croit que tout le monde vole.

Bir hırsız herkesin çaldığına inanır.

Il croit que j'ignore ce qu'il a dit.

Onun ne söylediğini bilmediğimi düşünüyor.

Tom croit en l'égalité entre homme et femme.

Tom erkekle kadın arasındaki eşitliğe inanır.

- On croit en toi.
- Nous croyons en vous.

Size inanıyoruz.

Elle croit que son petit ami est innocent.

- Erkek arkadaşının masum olduğuna inanıyor.
- Erkek arkadaşının suçsuz olduğuna inanıyor.

Tom croit tout ce que Marie lui dit.

Tom Mary'nin söylediği her şeye inanır.

Il croit tout ce que je lui dis.

O, söylediğim her şeye inanır.

Tom ne croit pas que Marie ait raison.

Tom Mary'nin haklı olduğunu düşünmüyor.

Tom ne croit pas les rumeurs sur Mary.

Tom, Mary hakkındaki söylentilere inanmıyor.

Ce n'est pas aussi facile qu'on le croit.

Bunu yapmak insanların düşündüğü gibi kolay değildir.

Il ne croit pas à l'horoscope, il le lit seulement pour apprendre ce à quoi il ne croit pas.

Burçlara inanmaz, sadece inanmadığı şeyin ne olduğunu öğrenmek için okur.

Qu'on le croit ou non, j'ai fait du parachutisme.

- İster inan ister inanma, skydiving'e gittim.
- İnan ya da inanma, gökyüzü dalışına gittim.

On ne croit qu'en ceux qui croient en eux.

Biz sadece kendilerine inananlara inanırız.

La police croit que la victime connaissait son meurtrier.

Polis kurbanın katilini tanıdığına inanıyor.

Dan croit vraiment que le monde repose sur lui.

Dan gerçekten tüm dünyanın onun etrafında döndüğüne inanıyor.