Examples of using "Brosse" in a sentence and their turkish translations:
Dişlerini fırçala!
Dişlerimi fırçalıyorum.
Ben bir diş fırçası ile dişlerimi fırçalarım.
Dişlerini temiz fırçala.
Dişlerini temizle!
Fırçam nerede?
Saçını fırçala.
Diş fırçanı unutma.
O saçını fırçalıyor.
Onun dişlerini fırçalıyorum.
Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
Yine de diş fırçası orada.
ortaya geldiğinizde diş fırçası kullanmaya başlıyorsunuz,
Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
Dişlerini fırçala.
Her gün dişlerini fırçala.
Elektrikli bir diş fırçası kullanıyorum.
Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
Ben onların saçını taramam.
O hiç dişlerini fırçalamaz.
Yemek yedikten sonra dişlerimi fırçalarım.
Tom her yemekten sonra dişlerini fırçalar.
Tom her gün dişlerini fırçalar.
- Dişlerimi günde iki kez fırçalarım.
- Günde iki kez dişlerimi fırçalarım.
- Günde iki defa dişlerimi fırçalarım.
Günde en az iki kez dişlerinizi fırçalayın.
O bir fırçayla mutfağın zeminini fırçaladı.
O ayakkabılarımı çabucak fırçaladı.
Yatmaya gitmeden önce her zaman dişlerimi fırçalarım.
Biri, eczaneden bir diş fırçası satın alabilir.
Bu diş fırçasını ne kadar süredir kullanıyorsun?
Bir diş fırçası alabilir miyim lütfen?
O bir fırça ile mutfak zeminini temizledi.
Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
Büyükannenizle aynı fırçayı kullanmak istemezdiniz.
Ben eve geldiğimde ceketimi hep fırçalarım.
O her sabah dişlerini fırçaladığını söyledi.
Ben her zaman tatlı yedikten sonra dişlerimi fırçalarım.
Tom dişlerini gerektiği kadar sık fırçalamıyor.
Dişlerimi fırçalamak zorundayım.