Examples of using "Bar" in a sentence and their turkish translations:
Bar kapalı.
Otel barında buluşalım.
Onlar bir bara gittiler.
Barda oturdum.
Onlar Tom'u bardan kovdu.
Bar tıka bas doluydu.
Barın önünde çok sayıda acayip kılıklı tipler takılıyordu.
Bar tıklım tıklım doluydu.
Tom'un barda olacağını düşündüm.
Bar zemin katta.
Barda biri var mıydı?
mekandaki herkesin "Moktor!Moktor!" diyen sesi.
Kovboy salona girdi.
Onlar barda sandviç yemezler.
Herkes aynı bara gitti.
Barda beklemek ister misin?
Zailaiba Bar garsonlar istihdam ediyor; ilgilenir misiniz?
Pekala, efendim. Salata barı orada.
Tom dün gece barda yalnızdı.
Size göre ben maç izlenen gürültülü bir barım,
O gece saat 10.00'dan sonra barımızda hiç müşteri yoktu.
âdetim olduğu üzere birkaç içki devirmek için
Moktor!" demeye başlarken, o da "Moktor" demeye devam ediyor.
Bu barın sahibi asla veresiye içki satmaz.
tüm müşteriler dönüp size bakıyor ve gülüyorlar.
Bu akşam otelin kokteyl salonunda buluşabiliriz.
Tom, oldukça uzun bir zaman Boston yakınında küçük bir bar işletti.
Birkaç yaş daha büyük olsaydım, onlar bara girmeme izin verirdi.
Bar öyle kalabalıktı ki, zorlukla hareket ediliyordu.
O, barda oturarak peş peşe viski içti.
Bir barda bir taburede oturan denizci çırağı balık ve cips sepetini beklerken bir bira ısmarladı.
Shinjuku İstasyonu yakınlarındaki bir içki yerinde rezervasyon yaptım. 2,500 yen için 2 saat boyunca içebileceğiniz tek şey bu.
Barda yanımda oturan şafak sökene kadar beraber içtiğim adamlarla gerçekten iyi anlaştım.
Çalışanların alışkanlıklarından biri sarhoş olmak ve ertesi güne kadar sefil hayatlarını unutmak için iş gününün sonunda bir barda ya da restoranda toplanmaktır.