Examples of using "Arrives" in a sentence and their turkish translations:
Sen geliyorsun.
- Uyur musun?
- Uyuyabilir misin?
Sen yakında geliyorsun, değil mi?
Çok geç kaldın.
Ona nasıl tahammül edebiliyorsun?
Oraya erken gel.
Neden hep bu kadar geç geliyorsun?
Gelir gelmez bana telefon et.
- Görebiliyor musun?
- Görebilir misin?
Çok geç kaldın.
Eve gidince Ali'yi ara.
Boston'a vardığında bize telgraf çek.
- Nasıl başa çıkıyorsun?
- Nasıl üstesinden geliyorsun?
- Nasıl baş ediyorsun?
- Durumun nasıl?
Tom'a nasıl katlanabildiğini bilmiyorum.
Sen buraya gelinceye kadar günleri sayıyorum.
Dizlerini bükmeden ayak parmaklarına dokunabilir misin?
- Görebiliyor musun?
- Görebilir misin?
C'de programlayabilir misin?
Akşam yemeği hazır zaten. Ne zaman evde olacaksın?
Londra'ya varır varmaz bize iki satır yazmayı unutma.
Buna inanabilir misin? O benden bile daha tembeldir.
Gürültüye nasıl katlanabiliyorsun?
Buraya varır varmaz benimle temasa geç.
Londra'ya geldiğinde lütfen beni mümkün olduğunca çabuk ara.
Vardığında bizi ara.
İngilizce bir mektup yazabilir misin?
Bunu görebiliyor musun?
İkizleri birbirinden ayırtedebilir misin?
Ona inanabiliyor musun?
Siz gelmeden uzun süre önce buradan ayrıldı.
Önümüzdeki şu işareti okuyabilir misin?
- Bizi duyabiliyor musun?
- Bizi duyabiliyor musunuz?
Nasıl konsantre olabiliyorsun?
Onu okuyabilir misin?
The Beatles'ı ilk dinlediğin zamanı hatırlayabiliyor musun?
İngilizcede öğrendiğin ilk kelimeyi hatırlayabiliyor musun?
İlk karşılaştığımız zamanı hâlâ hatırlıyor musun?
Bu restoranda ilk yemek yediğin zamanı hatırlıyor musun?
Şu küçük evi görebiliyor musun?
Bunu daha hızlı yapabilir misin?