Translation of "Américaine" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Américaine" in a sentence and their turkish translations:

Avec l'armée américaine,

Amerikan ordusunda,

Et chaîne américaine

ve amerikan kanalı

Elle est américaine.

- O bir Amerikalı.
- O, bir Amerikalıdır.

Lucy est américaine.

Lucy, Amerikalıdır.

C'est l'ambassade américaine.

- Burası Amerikan Büyükelçiliği.
- İşte Amerikan Büyükelçiliği.
- İşte Amerikan elçiliği.

J'aime la nourriture américaine.

Amerikan yemeğini seviyorum.

Sa mère est américaine.

Annesi Amerikalı.

Elle est afro-américaine.

O bir Afrikalı Amerikalı.

Lucy est une Américaine.

- Lucy Amerika'dan geldi.
- Lucy, Amerikalıdır.

J'ai rencontré une Américaine.

- Amerikalı bir kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla karşılaştım.

Mais je suis une Américaine.

Ama ben bir Amerikalıydım.

Une entreprise américaine en 2011

2011 yılında Amerika menşeili bir şirket

Je suis une chanteuse américaine.

Amerikalı bir şarkıcıyım.

J'étais chez une famille américaine.

Amerikalı bir aile ile birlikte kaldım.

C'est une vieille coutume américaine.

Bu eski bir Amerikan âdeti.

Presque deux fois la population américaine.

Neredeyse ABD nüfusunun iki katı.

Une famille américaine a été adoptée

Amerikalı bir aileye evlatlık verildi

Marie m'a donné une poupée américaine.

- Mary bana Amerikalı bir bebek verdi.
- Mary bana bir Amerikan bebeği verdi.

Il est diplomate à l'ambassade américaine.

- O, Amerikan büyük elçiliğinde diplomattır.
- O, Amerikan elçiliğinde görevli bir diplomat.

Il est marié à une Américaine.

O, Amerikalı bir hanım ile evli.

Je l'ai prise pour une Américaine.

Onu bir Amerikalı sandım.

- Je suis américain.
- Je suis américaine.

- Ben Amerikanım.
- Ben Amerikalıyım.
- Amerikalıyım.

Tom a obtenu la nationalité américaine.

Tom Amerikan vatandaşlığını kazandı.

Elle travaille pour une grande compagnie américaine.

Büyük bir Amerikan firmasına çalışıyor.

Un concept si fondamental à la psyché américaine

Amerikan zihniyeti için öylesine temel bir konsept ki

C'était un nouveau visage de la politique américaine.

Amerikan siyasetinde yeni bir yüzdü.

Je suis un grand admirateur de la culture américaine.

Ben Amerikan kültürünün büyük bir hayranıyım.

Il est allé en Amérique pour étudier la littérature américaine.

Amerikan edebiyatı eğitimi görmek için Amerika'ya gitti.

- Je suis un chanteur américain.
- Je suis une chanteuse américaine.

Amerikalı bir şarkıcıyım.

Je me demande quand la guerre civile américaine a commencé.

İç Savaşın ne zaman başladığını merak ediyorum.

- C'est une Américaine d'origine asiatique.
- C'est une Étasunienne d'origine asiatique.

- O bir Asyalı-Amerikalı.
- O Asya kökenli bir Amerikalı.

Ils donnent un grand bal à l'ambassade américaine ce soir.

Onlar bu gece Amerikan Büyükelçiliğinde büyük bir balo veriyorlar.

John a commandé le livre à la maison d'édition américaine.

John kitabı Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yayıncıya sipariş etti.

Au commencement de l'histoire américaine, les noirs vivaient en esclavage.

Amerikan tarihinin ilk zamanlarında, siyahlar kölelik yaşadı.

- Je suis un citoyen américain.
- Je suis une citoyenne américaine.

Ben bir Amerikan vatandaşıyım.

Il y a 15 ans, j'ai quitté une banque d'investissement américaine

15 sene önce devlete ait büyük bir İtalyan petrol şirketine katılmak için

était souvent le sujet le plus clivant dans la vie américaine,

Amerika'daki yaşamın en kutuplaştırıcı konusuydu.

Je connais une fille Américaine qui parle très bien le japonais.

Japoncayı çok iyi konuşan bir Amerikalı kız tanıyorum.

Nous avons obtenu la nationalité Américaine après la Seconde Guerre mondiale.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra amerikanlaştırıldık.

Rachel Corrie était une Américaine qui a été tuée à Gaza.

Rachel Corrie, Gazze'de öldürülen Amerikalıydı.

Le Docteur Martin a publié dans le journal de l'association médicale américaine.

Doktor Martin'in Amerikan Tıp Derneği'nin dergisinde yayımladığı makale.

La pression américaine a empêché l'Irak de terminer le projet avec Chine.

ABD baskısı Irak'ın projeyi tamamlamasını engelledi. Çin ...

Bonjour, je m'appelle John Reindle. Je travaille dans l'ambassade américaine à Prague.

Merhaba. Benim adım John Reindle. Prag'daki Amerikan Büyükelçiliği'nde çalışıyorum.

Les Américains l'appellent la guerre du Vietnam ; les Vietnamiens l'appellent la guerre américaine.

Amerikalılar bunu Vietnam savaşı ; Vietnamlılar ise Amerikan savaşı olarak adlandırır.

- Elle travaille pour une grande compagnie américaine.
- Elle travaille pour une grande société étasunienne.

Büyük bir Amerikan şirketi için çalışıyor.

Un énorme déficit dans le budget fédéral empoisonne l'économie américaine depuis de nombreuses années.

Dev bir federal bütçe açığı, yıllardır Amerikan ekonomisinin başına bela oldu.

La côte américaine sera submergée sous l'eau, et en Amérique du Sud il n'y aura

Arjantin'de Dunes Iris ve Brezilya'da Rio de Janeiro'dan hiçbir iz

Après la guerre, il avait été recruté par l'armée américaine pour aider leur propre programme de fusées.

Savaştan sonra, ABD ordusu tarafından kendi roket programlarına yardımcı olması için işe alınmıştı.

Les indigènes de la côte américaine nord-ouest du Pacifique étaient probablement les descendants de tribus originaires d'Asie.

Amerika'nın Kuzey-Batı Pasifik sahili yerlileri muhtemelen Asyalı kabilelerin soyundandı.

- Il est allé en Amérique pour étudier la littérature américaine.
- Il est allé aux États-Unis pour étudier la littérature étatsunienne.

O Amerikan edebiyatı okumak amacıyla Amerika'ya gitti.

En plus, de nombreux groupes ont été créés afin que les personnes âgées puissent se rencontrer et continuer d'être des membres actifs de la vie américaine.

- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur.