Translation of "Sanoa" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Sanoa" in a sentence and their turkish translations:

- Tom halusi sanoa enemmän.
- Tom tahtoi sanoa enemmän.

Tom daha fazla söylemek istiyordu.

- Niin on helppo sanoa.
- Se on helppo sanoa.

Bunu söylemek kolay.

Haluan sanoa näkemiin.

Veda etmek istiyorum.

Halusin sanoa ei.

Hayır demek istedim.

Halusin sanoa kiitokset.

Teşekkür etmek istedim.

Voisinko sanoa jotain?

Bir şey söyleyebilir miyim lütfen?

Haluaisitko sanoa jotain?

- Bir şeyler söylemek ister misin?
- Bir şey söylemek ister misin?

Sinun ei tarvitse sanoa mitää, mitä et halua sanoa.

Söylemek istemiyorsan hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.

- En oikein tiedä mitä sanoa.
- En tiedä yhtään mitä sanoa.

- Henüz ne diyeceğimi bilmiyorum.
- Ben, henüz ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
- Sadece ne diyeceğimi bilmiyorum.

- Mitä ihmettä sinä yrität sanoa?
- Mitä ihmettä te yritätte sanoa?

Allah aşkına ne söylemeye çalışıyorsun?

Mitä minun pitäisi sanoa?

- Ne demem gerekiyor?
- Ne söylemem gerekiyor?

Helppohan sinun on sanoa.

- Senin söylemen kolay.
- Senin için söylemesi kolay.

Se on vaikea sanoa.

Söylemesi zor.

En voinut sanoa ei.

- Hayır diyemedim.
- Hayır diyemezdim.

Et voi sanoa ei.

Hayır diyemezsin.

Minun täytyy sanoa jotain.

- Bir şey söylemeliyim.
- Ben bir şey söylemeliyim.

Mitä Tomi yrittää sanoa?

Tom ne söylemeye çalışıyor.

En aikonut sanoa niin.

Ben onu söylemek istemedim.

Tom voisi sanoa ei.

Tom hayır diyebilir.

Tom tahtoo sanoa näkemiin.

Tom veda etmek istiyor.

Olisi typerää sanoa kyllä.

Evet demek aptalca olurdu.

En tiedä mitä sanoa.

Ne söyleyeceğimi bilmiyorum.

Yritä sanoa tuo Tomille.

Bunu Tom'a söylemeye çalış.

Yritän sanoa sen englanniksi.

Bunu İngilizce olarak söylemeye çalışacağım.

Mitä minä voisin sanoa?

Ne söyleyebilirim?

- Sinun pitäisi sanoa mitä mietit.
- Sinun pitäisi sanoa mitä mieltä olet.

Ne düşündüğünü söylemelisin.

Onko jotakin mitä haluat sanoa?

Söylemek istediğin bir şey var mı?

Kukaan ei tiedä mitä sanoa.

Hiç kimse ne söyleyeceğini bilmiyor.

Mitä sinä haluat sanoa minulle?

- Bana ne demek istiyorsun?
- Bana ne söylemek istiyorsun?

Sinun ei tarvinnut sanoa kyllä.

Evet demene gerek yoktu.

Sinun ei tarvitse sanoa niin.

Onu söylemek zorunda değilsin.

On vaikeaa sanoa ei Tomille.

Tom'a hayır demek zor.

Mitä muuta minä voisin sanoa?

Başka ne söyleyebilirdim?

Tomin oli vaikea sanoa ”ei”.

Tom'un hayır demesi zordu.

Minun olisi pitänyt sanoa niin.

Onu söylemeliydim.

En voi sanoa sitä isälleni.

Onu babama anlatamam.

En tiennyt mitä sanoa hänelle.

Ona ne söyleyeceğimi bilmiyordum.

Minun täytyy sanoa ei sinulle.

Sana hayır demeliyim.

On vielä liian aikaista sanoa.

Bunu söylemek için çok erken.

Tomin olisi pitänyt sanoa kiitos.

Tom "teşekkür ederim" demeliydi.

Tomille on vaikeaa sanoa ei.

Tom'a hayır demek kolay değil.

Siinä kaikki mitä haluan sanoa.

Bütün söylemek istediğim bu.

En halua sanoa sitä hänelle.

Bunu ona anlatmak istemiyorum.

Osaatko sanoa, onko tämä Tomin?

Bunun Tom'unki olup olmadığını söyleyebilir misin?

Tom ei tiennyt mitä sanoa.

- Tom ne diyeceğini bilmiyordu.
- Tom ne dediğini bilmiyordu.

Tom halusi sanoa jotakin Marille.

Tom Mary'ye bir şey söylemek istedi.

Yritätkö sanoa, että olen pölkkypää?

Beynimin olmadığını mı söylemek istiyorsun?

Kummallista sanoa, en tuntenut mitään kipua.

Tuhaf gelebilir, hiç acı hissetmedim.

Hän kertoi minulle milloin sanoa kyllä.

O, bana ne zaman evet diyeceğimi öğretti.

Hän ei ole voinut sanoa sellaista.

O, öyle söylemiş olamaz.

En ymmärrä mitä hän yrittää sanoa.

Ne söylemeye çalıştığını anlayamıyorum.

Rakastan sinua syvemmin kuin voin sanoa.

Seni söyleyebileceğimden daha derinden seviyorum.

Hän saattaisi sanoa taas jotakin kaksiselitteistä.

Tekrar belirsiz bir şey söyleyebilir.

Tomilla ei ole oikeutta sanoa niin.

Tom'un onu söyleme hakkı yok.

Et voi sanoa tästä mitään Tomille.

Bu konuda Tom'a bir şey söyleyemezsin.

Tom ei ollut varma mitä sanoa.

Tom ne söyleyeceğinden emin değildi.

Tomia pelottaa sanoa mitään, eikö niin?

- Tom bir şey söylemekten korkar, değil mi?
- Tom bir şey söylemeye korkuyor, değil mi?

Minulla ei ole lupaa sanoa mitään.

Bir şey söylememe izin verilmiyor.

Minusta sinun ei pitäisi sanoa enempää.

Artık söylemen gerektiğini sanmıyorum.

En vain voinut sanoa ei Tomille.

Az önce Tom'a hayır diyemedim.

Miten se voidaan sanoa sinun kielelläsi?

Bunu senin dilinde nasıl söyleyebilirim?

Minusta sinun pitäisi sanoa se Tomille.

Bence onu Tom'a söylemelisin.

Tom ei voinut sanoa mitään muuta.

- Tom başka bir şey söyleyemedi.
- Tom, söyleyecek başka söz bulamadı.

Huumorilla voidaan myös sanoa jotakin vakavaa.

Mizah da ciddi bir şey söylemenin bir yoludur.

Tomin ei tarvinnut sanoa mitään muuta.

Tom başka bir şey söylemek zorunda değildi.

Tomilla on hauska tapa sanoa asioita.

Tom'un şeyleri komik bir söyleme tarzı var.

- Mari ei tiedä ollenkaan mitä sanoa hänelle.
- Marilla ei ole aavistustakaan mitä hänen pitäisi sanoa hänelle.

Mary ona ne söyleyeceğini şaşırdı.

On vaikea sanoa, onko se koneen hylky.

Ama uçak enkazı olup olmadığını söylemek zor.

En voi sanoa varmasti, että potilas toipuu.

Hastanın iyileşeceğine dair kesin bir şey söyleyemem.

Mari ei tiedä ollenkaan mitä sanoa hänelle.

Mary'nin ona ne söylemesi gerektiği hakkında bir ipucu yoktur.

Hän saattaisi mahdollisesti sanoa taas jotakin kaksiselitteistä.

Muhtemelen tekrar belirsiz bir şey söyleyebilir.

- Tom tahtoi sanoa hyvästit.
- Tom halusi hyvästellä.

Tom veda etmek istedi.

- En voinut kieltäytyä.
- En voinut sanoa ei.

Reddedemedim.

Sinä et tiedä mitä olin aikeissa sanoa.

Ne söyleyeceğimi bilmiyorsun?

En tiennyt mitä minun pitäisi sanoa Tomille.

- Tom'a ne söylemem gerektiğini bilemedim.
- Tom'a ne söylemem gerektiğini bilmiyordum.

Isäni tapasi sanoa, että aika on rahaa.

Babam vakit nakittir derdi.

Kaikki mikä on liian tyhmää sanoa, lauletaan.

Söylenemeyecek kadar aptalca olan her şey söylenir.

Inhottaa sanoa tämä, mutta Tomi on oikeassa.

Bunu söylemekten nefret ediyorum fakat Tom haklı.

Unohdit sanoa minulle, että pitää ostaa leipää.

Ekmek almamı söylemeyi unuttun.

Tom taisi sanoa jo lukeneensa tämän kirjan.

Sanırım Tom zaten bu kitabı okuduğunu söyledi.

Minä en aio sanoa tätä sinulle uudestaan.

Bunu sana tekrar söylemeyeceğim.

Osaatko sanoa, miksi Tomi ei ole täällä?

Tom'un neden burada olmadığını bana söyleyebilir misin?

Milloin voidaan sanoa, että henkilöllä on alkoholiongelma?

Bir kişinin alkol sorunlarının olduğunu ne zaman söyleyebiliriz.

En osaa sanoa vitsaileeko Tom vai ei.

Tom'un şaka yapıp yapmadığını söyleyemem.

- Minun olisi pitänyt sanoa Tomille, ettei hänen tulisi polttaa.
- Minun olisi pitänyt sanoa Tomille, ettei hänen tulisi tupakoida.

Tom'a sigara içmemesini söylemem gerekirdi.

Jos et tiedä mitä sanoa, sano vain: "osanottoni".

Ne diyeceğini bilmiyorsan, sadece "başsağlığı diliyorum" de.

Tom tahtoi sanoa enemmän, mutta hän ei sanonut.

Tom daha fazla şey söylemek istiyordu ama söylemedi.

Siinä on oikeastaan kaikki, mitä haluan sinulle sanoa.

Gerçekten sana tüm söylemek istediğim bu.

Tom tahtoi sanoa enemmän kuin mitä hän sanoi.

Tom söylediğinden daha fazlasını söylemek istedi.

Ei ole liioteltua sanoa, että hän on nero.

Onun bir dahi olduğunu belirtmek abartı değildir.

Kolme kuukautta sitten en osannut sanoa sanaakaan ranskaksi.

Üç ay önce, tek kelime Fransızcanın nasıl söylenileceğini bile bilmiyordum.

Tom halusi sanoa enemmän, mutta hän ei pystynyt.

Tom daha fazla şey söylemek istedi ama söyleyemedi.

Isällä oli tapana sanoa, että aika on rahaa.

Babam vakit nakittir derdi.

Ole hyvä ja kirjoita ylös mitä aion sanoa.

Lütfen söyleyeceklerimi not et.

Tom ei osaa sanoa ranskaksi mitä hän haluaa.

Tom Fransızcada söylemek istediğini nasıl söyleyeceğini bilmiyor.

Täytyy sanoa, että tunsin itseni hyvin turvalliseksi Bostonissa.

Kendimi Boston'da çok güvende hissettiğimi söylemek zorundayım.

Kuinka monta kertaa minun täytyy sanoa se sinulle?

Bunu sana kaç kere söylemem gerekiyor?