Examples of using "Tarvitse" in a sentence and their turkish translations:
Ona ihtiyacım yok.
Acele etmek zorunda değilsiniz.
- Gelmek zorunda değilsin.
- Gelmek zorunda değilsiniz.
Paraya ihtiyacım yok.
Herhangi bir yardıma ihtiyacım yok.
Benim yatağa ihtiyacım yok.
- Paraya ihtiyacın yok.
- Paraya ihtiyacınız yok.
Korumaya ihtiyacım yok.
Ona ihtiyacım olmayacak.
Ona ihtiyacımız yok.
- Bir silaha ihtiyacım yok.
- Bana silah lazım değil.
Övgüne ihtiyacım yok.
Korumana ihtiyacım yok.
Benim onayıma ihtiyacın yok.
Bir erkek arkadaşa ihtiyacım yok.
- Benim sizin yardımınıza ihtiyacımız yok.
- Senin yardımına kalmadım.
- Senin yardımına ihtiyacım yok.
Buna ihtiyacım yok.
Onlara ihtiyacımız yok.
- O, sizin poliglot olmanızı gerektirmez.
- Çok dil bilen biri olmanızı gerektirmiyor.
Benim hakkımda endişelenmenize gerek yok.
Büyük beyaz daha ne istesin?
Hayatımın bu noktasında paraya ihtiyacım yok. Hem de hiç.
Artık buna ihtiyacım yok.
İznime ihtiyacın yok.
Ödeme yapmak zorunda değilsin.
- Bağırmak zorunda değilsin.
- Bağırmana gerek yok.
Artık ona ihtiyacım yok.
Tom bir SUV'a ihtiyaç duymaz.
Buna tekrar ihtiyacın olmayacak.
Başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok.
Hatalar yapmaktan korkmayın.
Bir şeye ihtiyacımız yok.
Danışmanlara ihtiyacım yok.
Daha fazla tavsiyeye ihtiyacım yok.
- Konuşmak zorunda değilsin.
- Konuşmak zorunda değilsiniz.
Artık bir krediye ihtiyacım yok.
Hiç kimsenin bana ihtiyacı yok.
- Kaba olmaya hiç gerek yok.
- Kabalığa lüzum yok.
Şu an bir şeye ihtiyacım yok.
Benim senin parana ihtiyacım yok. Sadece senin zamanına ihtiyacım var.
Yüksek sesle konuşmaya gerek yok.
Onun söylediklerini dinlemek zorunda değilsin.
O, arabayı yıkamak zorunda değil.
Bunu yapmak zorunda değiliz.
Bu hakkında utanılacak bir şey değil.
Bodrumu görmeme gerek yok.
Kimsenin bu cümleye ihtiyacı yok.
Bana yalvarmak zorunda değilsin.
Onu yapmak zorunda değilsin.
İçeri girmene gerek yok.
Bize teşekkür etmen gerekmez.
Onu söylemek zorunda değilsin.
Tom'un bilmesi gerekmiyor.
Henüz gitmemiz gerekmiyor.
Yarın gelmek zorunda değilsin.
Beni aramana gerek yok.
Çokdilli olman gerekmez.
Bu tekrar olmak zorunda değil.
Çocukların kendi odalarına ihtiyacı yok.
Henüz gitmene gerek yok.
Tekerlekli sandalyeye ihtiyacım yok.
Sözlere değil, eylemlere ihtiyacımız var.
Bunu yapmana gerek yok.
- Bana teşekkür etmene gerek yok.
- Bana teşekkür etmenize gerek yok.
Oraya derhal gitmene gerek yok.
Artık sana ihtiyacımız yok.
Duygularını gizlemek zorunda değilsin.
Tom'un Mary'nin yardımına ihtiyacı yok.
Pencereleri temizlemenin gerekli olduğuna inanmıyorum.
Sana ihtiyacım yok.
Ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekmiyor.
Pazar günü okula gitmek zorunda değilsin.
Ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekmiyor.
Onun hakkında üzülmene gerek yok.
Tom'un pazar günleri çalışması gerekmiyor.
Benim senin parana ihtiyacım yok. Sadece senin zamanına ihtiyacım var.
Bu soruyu cevaplaman gerekmiyor.
Bağırmaya gerek yok. Sizi duyabiliyorum.
Hemen ayrılmamalısın.
Pazar günleri çalışmak zorunda değilsin.
Artık Tom'un gözlük takması gerekmiyor.
Tom'un kesinlikle daha fazla paraya ihtiyacı yok.
Bana söyleme, bilmem gerekmiyor.
Tom'dan özür dilemek zorunda değilim.
Tom artık buraya gelmek zorunda değil.
İstemiyorsan onun hakkında konuşmak zorunda değilsin.
Yaşamak için, sahip olduğumdan fazlasına ihtiyacım yok.
Tom'u sürekli izlememe gerek yok.
Tom bana yardımıma ihtiyacı olmadığını söyledi.
Eğer yanımda olsan başka bir şeye ihtiyacım olmaz.
- Gittiğin yerde buna ihtiyacın olmayacak.
- Gittiğin yerde buna ihtiyaç duymayacaksın.
Eğer istemiyorsan gelmek zorunda değilsin.