Examples of using "Voisinko" in a sentence and their turkish translations:
Tom'la konuşabilir miyim, lütfen?
Ben odayı görebilir miyim lütfen?
Ben bir banyo yapabilir miyim?
Bir şey söyleyebilir miyim lütfen?
Lütfen dolma kalemini ödünç alabilir miyim?
Kalemini ödünç alabilir miyim?
Telefonu kullanabilir miyim?
Bir yastık alabilir miyim?
Telefonunu kullanabilir miyim?
Sizinle konuşabilir miyim, lütfen?
Telefonunuzu ödünç alabilir miyim?
Affedersiniz fakat telefonunuzu kullanabilir miyim?
Resmi geri alabilir miyim?
Ben seni içeride görebilir miyim, lütfen?
O kitaba bakabilir miyim?
Bir çift peynirli sandviç alabilir miyim?
Ona kitabı okuyup okuyamayacağımı sordum.
Adınızı alabilir miyim, lütfen?
Biraz daha çay içebilir miyim?
Bir bardak süt alabilir miyim, lütfen?
Bir bardak bira alabilir miyim, lütfen?
Ben biraz daha kahve alabilir miyim?
Biraz daha çay alabilir miyim?
Annem bana biraz süt getirip getiremeyeceğimi sordu.
- Bir miktar taze soğuk süt alabilir miyim?
- Biraz soğuk taze süt alabilir miyim?
Bir kahve alabilir miyim?
Faturayı alabilir miyim, lütfen?
Tom bana ev ödevinde ona yardımcı olabilip olamayacağımı sordu.
- Telefon numaranızı alabilir miyim, lütfen?
- Sizin telefon numaranızı alabilir miyim, lütfen?
Ben Tom'a onunla özel olarak konuşabilip konuşamayacağımı sordum.
Senin e-posta adresini alabilir miyim, lütfen?
Lütfen faturamı alayım.
Bana bir şeyde yardımcı olmanı rica edebilir miyim?
Bana hesabı getir, lütfen.
Lütfen bana bir yastık getirin.
Hesabı istiyorum lütfen.
O, cüzdanını evde bırakmış olduğu için benim ona 1000 yen ödünç verebilip veremeyeceğini sordu.