Translation of "Sairaus" in Turkish

Sairaus tyhjentää lompakon.

Hastalık cüzdanı boşaltır.

Se on päänahan sairaus.

Bu bir kafa derisi hastalığı.

Sairaus esti häntä matkustamasta.

Hastalık onun geziye çıkmasını engelledi.

Miten tämä sairaus tarttuu?

Bu hastalık nasıl yayılır?

Minulla on harvinainen sairaus.

Nadir bir hastalığım var.

Sairaus usein johtuu liiasta syömisestä.

Hastalık çoğunlukla çok yemekten kaynaklanır.

Sairaus esti minut tulemasta kouluun.

Hastalık beni okula gelmekten alıkoydu.

Sairaus esti minua menemästä ulos.

Hastalık dışarı çıkmamı engelledi.

Sairaus esti häntä osallistumasta juhlaan.

Hastalık onun partiye katılmasını engelledi.

Sairaus esti minut menemästä hänen konserttiinsa.

Hastalık benim onun konserine gitmemi engelledi.

Sairaus on levinnyt kuukausia Etelä-Kiinassa.

"Hastalık Güney Çin'de aylardır ilerlemekteydi"

Tomin sairaus oli seurausta liiallisesta syömisestä.

Tom'un hastalığı çok fazla yemek yemekten ileri geldi.

Luonnonmullistus tai sairaus voi - tuhota koko populaation nopeasti.

Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.

Halkiomatotauti on troppinen sairaus, josta miljoonat kärsivät ja joka voi johtaa vakavaan vammautumiseen tai jopa kuolemaan.

Şistozomiazis milyonlarca insanı etkileyen ve ağır sakatlıklara ve hatta ölüme yol açabilen tropikal bir hastalıktır.